

Bilgi Edinme Hakkının Sınırları ve Devlet Sırrı
100
GİRİŞ
İdare kamu hizmetini yerine getirirken, kişiler karşısında her za-
man üstün konumdadır. Bu üstünlüğün vermiş olduğu sakıncalardan
kişilerin en az şekilde etkilenmeleri için, idarenin işlem ve eylemlerini
hukuka uygun olarak gerçekleştirmesi önem arz etmektedir. Ancak
idare yaptığı eylem ve işlemlerden her zaman herkesin haberdar ol-
masını isteme taraftarı değildir. Bunun altında birçok sebep yatmak-
tadır; idarecilerin güçlerini artırmak istemeleri, denetimden kaçmak
istemeleri gibi sebepler bunlardan bazılarıdır. Bundan dolayı idare
geçmişten beri gizliliği/kapalılığı tercih etmiştir. Ancak yönetimde
gizliliğin birçok sakıncası vardır. Zamanla bu sakıncaların anlaşıl-
ması nedeniyle “ş
effaf yönetim”
ve “
yönetimde açıklık”
kavramları önem
kazanmaya başlamıştır. Bilgi edinme hakkı da bu kapsamda demok-
ratik ülkelerde, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bağlamında
vazgeçilmez bir hak olarak kabul edilmiştir. Ülkemizde de bu hakkın
tesisi adına, demokratikleşmenin, milletlerarası sözleşmelerin ve Av-
rupa Birliği uyum sürecinin de etkileriyle 9 Ekim 2003 tarihinde 4982
sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu (BEHK) kabul edilmiştir. BEHK’da,
bilgi edinme hakkının kullanılmasının istisnaları yani sınırları 15 ve
28. maddeler arasında geniş bir çerçevede düzenlenmiştir. Bu sınırla-
ma sebeplerinden birisi de üzerinde sürekli tartışılan, hakkın “
Devlet
Sırrı
” gerekçesiyle sınırlandırılmasıdır.
Devlet sırrı kavramının açıkça tanımlanmamış olması, hangi bilgi-
belgelerin devlet sırrı sayılacağı hususlarında açıklık olmaması neden-
leriyle birçok bilgi ve belgenin bu gerekçeyle gizlendiği bir gerçektir.
Devletin bekası adına sırlarının korunması önemli olmakla birlikte,
“
devlet sırrı
” gerekçesiyle, demokratik ve şeffaf yönetimden uzaklaş-
manın önlenmesi, hukuk devleti ilkesinin zarar görmemesi nedenle-
riyle
“devlet sırrı”
nın sınırlarının belirlenmesi de bir o kadar önemlidir.
Bu ilkeler doğrultusunda çalışmamızda; birinci bölümde yönetimde
gizlilik/kapalılık ve şeffaflık/açıklık kavramları, tarihi süreçleri için-
de kısaca açıklandı. İkinci bölümde yönetimde şeffaflık anlayışının
gelişmesi ve insan haklarındaki ilerlemeye paralel olarak ortaya çıkan
bilgi edinme hakkının, uluslararası hukukta ve Türk Hukukunda ge-
lişimi açıklandıktan sonra, BEHK’da bu hakka getirilen sınırlamalar
genel hatlarıyla ifade edildi. Son bölümde de bilgi edinme hakkının
bir sınırını oluşturan “
devlet sırrı
” kavramı ve niteliği ayrıntılı olarak