Previous Page  189 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 189 / 473 Next Page
Page Background

Hapishane İdarelerinin Yetkileri ve Hapsedilen Haklarının Sınırı

188

dan biri Mahkemenin bu kararda sınırlandırma koşullarına ilişkin

tek tek değerlendirme yapmamış olmasıdır. Oysa değerlendirilmesi

gereken konulardan biri yasallık ilkesidir. Konuyla ilgili Ceza İnfaz

Kanunu’ndaki tek hüküm yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarının

tanımına ilişkin maddede yer alan “oda ve koridor kapıları sürekli

kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki

hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasların geçerli olduğu sıkı

güvenlik rejimine tâbi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda ba-

rındırıldıkları tesisler” ibaresidir. Bu ibare bu tür hükümlülerin sos-

yal ilişkilerinin daha fazla kısılmasında ölçülülük ilkesi değerlendi-

rilmesinde dikkate alınabilecekse de bu kişilerin sosyal ilişkilerinin

kısıtlanmasına ilişkin herhangi bir hüküm içermemekte, konu sadece

bir genelge ile azami süre olarak düzenlenmekte, asgari süre ya da bu

belirlemenin nasıl yapılacağı konusunda da herhangi bir düzenleme

bulunmamaktadır. Mahkeme genelge ile düzenlenme ya da herhangi

bir ölçüt belirlenmemesi konusuna hiç değinmeksizin karar vermiş-

tir. Bunun dışında, gözetilmesi gereken esas mesele haftada azami

on saat olarak belirlenen sohbet imkanının aylık beş saat şeklinde

düzenlenmesinin ölçülülük ilkesine uygun olup olmadığıdır. Azami

sürenin sekiz katı oranında azaltılan sohbet süresinin ölçülülük ba-

kımından tartışmaya muhtaç olduğu açıktır. Kaldı ki, kişinin gözlem

süresinde hiç kimseyle sohbet imkanına da sahip olmaması nedeniy-

le beş ay gibi bir sürede toplam on yedi buçuk saat sohbet imkânı

verilmesini ölçülü olarak nitelemek güçtür.

Bireysel başvuru sonucunda verilen kararlarda Anayasa

Mahkemesi’ninAvrupaKonseyi ve İşkenceninÖnlenmesi Komitesi’nin

(CPT) konuyla ilgili kural ve tavsiyelerine atıf yapması ve ihlal iddiala-

rını sınırlandırma koşulları bakımından tek tek incelemeye başlaması

önemli bir gelişme olarak sayılabilir. Yine kararlarda hapsedilenlerin

hak öznesi olarak Sözleşme ve Anayasadaki hakların tamamından

yararlanması gerektiğinin belirtilmesi anayasaya aykırılık inceleme-

leriyle karşılaştırıldığında bir gelişme olarak sayılabilecektir. Bununla

birlikte, Mahkemenin hapsedilenlerin haklarının sınırlarında idarele-

rin daha geniş takdir marjı olduğu vurgusu sınırın ne olduğu konu-

sunda ölçütler çizilmesi bakımından yeterli olmaktan uzaktır.