Previous Page  78 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 78 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

Taylan BARIN

77

beplere bağlı olarak” sınırlandırılması, yani “özel sınırlama sebepleri”

sistemi benimsenmiştir. Şu halde; “mülkiyet hakkı” ancak hakkın dü-

zenlendiği 35. maddede belirtilen sebeple; “ancak kamu yararı amacıy-

la” sınırlandırılabilecektir.

Bankacılık Kanunu 62. madde hükmünde yer alan ve mevduat-

ların zamanaşımına uğramasının ardından TMSF’ye devredilmesine

dair hüküm apaçık “mülkiyet hakkının sınırlandırılması” niteliği ta-

şımaktadır. Çünkü kişi bu ihtimalde maliki bulunduğu para veya sair

kıymeti (kiralık kasalarda yer alan eşyaları) bankaya “emin sıfatıyla

zilyet” olarak teslim etmekte ve 10 yıl boyunca malik sıfatını muha-

faza etmektedir. Fakat aradan geçen 10 yılın ardından para veya sair

kıymetin mülkiyeti TMSF’ye devredilmektedir.

Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması niteliği taşıyan bu

hükmün uygulanması neticesinde kişi, Anayasa madde 35’te düzen-

lenmiş olan “mülkiyet hakkını” kaybetmektedir. Bu ihtimalde mül-

kiyet hakkı kanunla sınırlandığı için ilk bakışta Anayasaya uygun

görünebilse dahi, “kamu yararı amacıyla” sınırlanmadığından dolayı

anayasaya aykırılığı devam etmektedir.

Kaldı ki, genel sınırlama sebeplerinin cari olduğu 2001 değişiklik-

leri öncesinde dahi Anayasa Mahkemesi “mülkiyet hakkına” ilişkin

sınırlama yaparken, kanun koyucunun kamu yararı ile sınırlı olduğu-

na hükmetmiştir. Anayasa Mahkemesi, Konya İdare Mahkemesinin

3194 sayılı İmar Kanunu’nun bazı hükümlerinin Anayasaya aykırılı-

ğı yönünde itiraz yoluna başvurması üzerine verdiği 1989 tarihli bir

kararında;

9

“Anayasa’nın 35. maddesinde herkesin mülkiyet hakkına sahip

olduğu açıkça belirtilmekle beraber mülkiyet hakkının niteliği üzerinde her-

hangi bir açıklama yapılmadığından bunun öğretiden ve yasalardaki kurallar-

dan yararlanılarak ortaya konulması gerekmektedir”

gerekçesiyle mülkiyet

hakkına ilişkin genel bir açıklama yapmıştır. Buna göre;

“… Yasa koyucunun mülkiyet hakkına, dilediği sınırlamaları getirmekte

serbest bulunduğu düşünülebilirse de Anayasa’nın 35. maddesindeki kuralla-

rın göz

önünde tutulması zorunludur.

Gerçekten Anayasa’nın 35. maddesinde, Yasa koyucu, ancak kamu yararı

9

21.06.1989 günlü E. 1988/34, K. 1989/26 sayılı karar. (R.G. Tarih-Sayı : 05.12.1989-

20363)