Previous Page  82 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 82 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

Taylan BARIN

81

onun maliki olamamaktadır.

14

Medeni Kanun’un “iyiniyet” başlıklı 3.

maddesi şu şekildedir;

“Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi-

niyetin varlığıdır.

Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni gösterme-

yen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.”

Öztan iyiniyeti şöyle tanımlamaktadır;

“… bir hakkın doğumuna engel olan bir durumun olayda varlığı veya

hakkın doğumu için gerekli unsurlardan birinin, olayda yokluğu konusunda

kişideki mazur görülebilen bir bilgisizlik veya yanlış bilgi olarak tanımlanır.

İyiniyet

hakların kazanılmasına hizmet eder.”

15

Medeni Kanun iyiniyeti bu şekilde olmasına rağmen, bankalarda

unutulan mevduat ve sair kıymetlerin TMSF’ye aktarılması Medeni

Kanun hükümlerine aykırılık teşkil etmektedir. TMSF’nin (dolayısıyla

Devletin) bu anlamıyla iyiniyetli olduğunun kabulü, hukukun genel

mantığı ile çelişmektedir. TMSF’ye gelir kaydedilecek olan bu değerler

açısından devletin herhangi bir girişimde bulunmayarak zamanaşımı

süresini hesaplama ile mudiye ulaşma yükümlülüğünü bankalara bı-

rakması birlikte değerlendirildiğinde işlemin hukuk mantığına aykırı-

lığı konusundaki kanaatimiz daha da güçlenmektedir.

2. Miras Yoluyla Mülkiyetin Kazanımı ile Bankacılık

Kanunundaki Düzenlemenin Mukayesesi

Türk Medeni Kanunu anlamında kazandırıcı zamanaşımı ve borç-

lar hukuku genel hükümlerde düzenlenen borçların ve borç ilişkile-

rinin sona ermesi anlamında zamanaşımı hükümleriyle, Bankacılık

14

Kazandırıcı zamanaşımıyla taşınmaz mülkiyetinin kazanımında iyiniyete dair bir

istisna hükmü bulunmaktadır. Taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında olağan za-

manaşımını düzenleyen 712. Maddede “zilyetliğini davasız ve aralıksız olarak on

yıl süreyle ve iyiniyetle sürdürürse…” hükmü yer almaktayken olağaüstü zama-

naşımını düzenleyen 713. Maddede iyiniyet, mülkiyeti kazanımı açısından bir şart

olarak aranmamış; “bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve

malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi” denilmekle yetinilmiştir. Ancak bu-

rada da Medeni Kanun zamanaşımı süresini 10 yıl yerine 20 yıl tutmuş böylelikle

iyiniyetli olmayan zilyetin mülkiyeti kazanmasını güçleştirmiştir.

15

Bilge Öztan, Medeni Hukukun Temel Kavramları, 19. Bası, Ankara, Turhan Kita-

bevi, 2005, s. 184.