

TBB Dergisi 2016 (123)
Kürşat KARACABEY
485
Hakimlere, arabulucuya sevk ettikleri ve bu yolla çözülen dava
sayısı ile orantılı olarak olumlu not değerlendirmesi yapılması da iş-
leyişe katkı sunacak bir etmen olarak düşünülmelidir. Avukatların da
destekleyeceği bu yöntemin etkin uygulanması, özellikle çok uzama
potansiyeli arz eden davalarda, her iki tarafı da memnun edecek ve
yargının iş yükünü bir hayli hafifletecektir.
Konu ile ilgili olarak, “Amerikan Hukuk Enstitüsü ve Özel Hu-
kukun Bütünleştirilmesine İlişkin Milletlerarası Enstitü’nün hazırla-
mış olduğu Uluslar- Ötesi Hukuk Usulü Prensiplerine İlişkin Model
Kanun’da da, uzlaşmayla ilgili özel bir düzenleme bulunmaktadır. Bu
Model Kanun’un 24. maddesi aynen şu şekildedir: “Mahkeme, tarafla-
rın yargılamaya devam etme fırsatına saygı gösterirken aynı zamanda
mümkün olan hallerde makul bir biçimde, tarafları uzlaşmaya teşvik
eder. Mahkeme, yargılamanın herhangi bir aşamasında tarafların
uyuşmazlığın alternatif yollarla çözümü sürecine katılımını kolaylaş-
tırmalıdır. Taraflar, yargılamanın hem başlamasından önce hem de
sonra makul uzlaşma çabaları konusunda iş birliği yapmalıdır. Mah-
keme, masraflara ilişkin kararını, iş birliği yapmadaki makul olmayan
başarısızlığı veya uzlaşma çabalarına kötü niyetle katılımı yansıtacak
bir şekilde ayarlayabilir”.
30
Taşınmazın aynına ilişkin bir çok uyuşmazlık türü (özellikle ta-
şınmazdaki ortaklığın taksim veya satış yöntemiyle giderilmesi ile il-
gili olanlar), esas itibariyle arabuluculuk yöntemiyle çözüme son dere-
ce elverişlidir. Bu tür uyuşmazlıklar ile aile hukukundan kaynaklanan
bir kısım davalar, arabulucu marifetiyle çözüm kapsamına alınmalı;
“kamu düzeni” ile ilgili olma problemi de şu suretle giderilmelidir: Bu
tür davalarda asıl taraflar, taraf vekilleri ve arabulucunun imzalaya-
cağı anlaşma tutanağı, mahkemece onaylanmadıkça bağlayıcılık arz
etmemelidir. Mahkeme de, anlaşmanın onayı için mutlaka duruşma
açmalı, taraf ve vekillerini dinlemeli; konuyu ve anlaşılan hususları
bütün boyutlarıyla irdelemeli ve kamu düzenine, genel ahlaka aykı-
rı bir durum görmezse anlaşma sonucunu onaylamalıdır. Bu suretle
onaylanan belge artık ilam hükmünde olmalı; tapu idarelerince işleme
esas alınabilmelidir.
30
Süha Tanrıver, age. s. 156