

Zorunlu Arabuluculğun Hukukun Temel İlkelerine Aykırılığı ve Uygulanabilirliğine Dair Sorunlar
480
b. Arabuluculuk zorunlu hale getirilirken yargının üç temel
ögesinden savunmayı temsil eden avukatların hukukunun
gözetilmesi gereği
Yurttaşların, kendilerini hukuk güvenliği içinde hissetmeleri ve
bu duygunun karşılığını görebilmeleri anlamında, yargı erkinin üç
ayağından en önemlisini oluşturan savunmanın temsilcisi olan avu-
katlar; öncelikle ve özellikle yukarıda tanımlanan ilkesel nedenlerle
arabuluculuğa yönelik zorunluluk dayatmasını kabul etmeyecekler-
dir. Buna ek olarak avukatlar, yargısal erk içindeki savunma örgütünü
zayıf düşürmeye yönelik olarak, peş peşe uygulamaya konulan poli-
tikaların en belirleyicisi ve sonuca en çok etkilisi olduğu kavrayışının
tetikleyeceği sübjektif bakış açısıyla, zorunlu arabuluculuğa karşı ko-
yacaklardır. Çünkü avukatlar; hükümetin yanlış ve ölçüt tanımayan
politikaları sonucunda, sayılarının kontrolsüzce arttığını ve buna kar-
şılık potansiyel iş alanlarının giderek daraltılmasının sıkıntısını, za-
ten yoğun bir şekilde yaşamaktadır. Zaten böylesi bir duyumsamayı
güncel gerçeklik olarak yaşamakta olan avukatlar, konu ile ilgili ola-
rak şöyle bir değerlendirmeyi de yapmaya kendilerini zorunlu hisse-
deceklerdir:
c. Arabuluculuk ancak avukatlar ve baroların etkin işbirliği
ile kurumsallaşabilir.
Bilindiği üzere hukuksal bir uyuşmazlık içine düşen kişilerin, so-
runun çözümü için öncelikle bir avukatın temsiline veya en azından
yönlendirmesine başvurmaları olgusu, sosyal bir gerçekliktir. Bu ger-
çekliğin bir sonucu da avukatların önerecekleri yolu, öncelikle kendi-
lerinin benimsemesi ve doğru görmeleri gerekliliğidir…
Konuya gerçekçi bir gözle ve belirtilen çerçevede baktığımız tak-
tirde, avukatların; hem yukarıda değinilen ilkesel nedenlerle hem
de arabuluculuğun, kendi varlık nedenlerini önemsemeyen bir yak-
laşımla alternatif yol olarak sunulması karşısında, bu yolu benimse-
meyecekleri ve dahası müvekkillerine tavsiye ve telkin etmeyecekleri
ortadadır. Bu yargının özet anlatımı şudur: Avukatların hukuk anla-
yışını, vicdanını hesaba katıp, bu doğrultuda gerçekleşecek katılım ve
katkısını sağlamadan –gönüllü- arabuluculuk kurumunu işlevsel ve