

Zorunlu Arabuluculğun Hukukun Temel İlkelerine Aykırılığı ve Uygulanabilirliğine Dair Sorunlar
482
Böyle bir tercih; merkezlerin kolay oluşturulması, kurumsallaş-
ması, iç denetlenebilirliği ve etkili işleyişinin sağlanması bakımların-
dan en uygulanabilir yöntemdir.
Avrupa Birliği Konseyi’nin arabuluculukla ilgili “direktif karar-
ları” uyarınca, Avrupa Birliği’ne “Aday Ülke” statümüzden kaynaklı
olarak, yakın bir gelecekte “arabulucu olabilmek için asgari hukuk fa-
kültesi mezunu olma şartı”nın kaldırılması girişimlerinin söz konusu
olacağını tahmin etmekteyiz. Nitekim arabulucu olmak için hukuk-
çu olma şartını öngören -Türkiye dışında- yegane ülke konumunda-
ki Yunanistan’ın, Avrupa Birliği’nin baskıları sonucunda bu şartı kal-
dırmak durumunda kaldığı bilinmektedir. Ancak buna rağmen biz,
arabulucuların hukukçulardan oluşması şartının –özellikle de Türkiye
bakımından- mutlak bir gereklilik olduğu düşüncesindeyiz.
Yürürlüğe giren mevzuatta arabulucu olabilmek için hukuk fakül-
tesi mezunu olma şartı, isabetli bir takdir ve seçim olarak benimsen-
miştir. Çünkü arabulucu, her ne kadar taraflara telkin ve tavsiyelerde
bulunmak veya uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm önerileri getir-
mekten yasaklı bir konumda ise de usul hukukunu her halükarda bil-
mek durumundadır. Zira, uygulama sırasında çoğu zaman taraf mü-
zakerelerinin alacağı boyut öngörülenin dışına çıkabileceği gibi, kimi
zaman taraflar arabulucudan yasal işlevinin sınırlarını aşan müdahale
taleplerinde ve/veya beklentisi içinde bulunabilirler. İşte bu gibi du-
rumlarda, doğru ile yanlış tutum arasındaki ince dengeyi koruyabil-
mek için hukuk usulü bilgisine sahip olmak, vazgeçilemez bir gerek-
liliktir. Bundan başka uyuşmazlık taraflarının, bir hukukçuya karşı,
hukukçu olmayanlara nazaran daha yüksek oranda bir başarı şansı
tanıyıp, güven duygusu taşıyacakları da kuşkusuzdur.
Bütün bu nedenlerle arabulucu olmak için hukuk fakültesi mezu-
nu olma şartının kararlılıkla sürdürülmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Mahkemedeki yargılama sürecinde tarafların adalete erişebilme
anlamında güven duygularını temsil eden asıl öge, gelişmelerin haki-
min huzurunda ve kontrolü altında cereyan etmesidir. Arabuluculuk-
ta ise bir hakim ya da hakem bulunmayacaktır. Bu noktada arabulucu-
nun hukukçu kimliği ve tarafların, avukatlarının temsili çerçevesinde
görüşmeye katılmaları, söz konusu güven açığını kapatacak ve bir ta-