

TBB Dergisi 2016 (123)
Kürşat KARACABEY
483
kım olası istismarları önleyecektir. Aynı zamanda yargısal erk temsil-
cilerinin sürece katılmaları, arabuluculuk faaliyetinin geniş anlamda
da olsa yargısal bir mekanizma oluşu ile uyum arz edecektir. Daha
da önemlisi tarafların avukatla temsili, meramların anlatılması ve an-
laşılmasını kolaylaştıracak, uzlaşılabilirliğin önünü açacaktır. Bundan
başka tarafların uzlaştıkları hususların; doğru, amaca uygun ve yeni
bir uyuşmazlığa yol açmayacak netlik ve yeterlilikte metne bağlanma-
sı da sağlanabilecektir. Arabuluculuk görüşmeleri sırasında tarafların
kendilerini avukatla temsil ettirmeleri, kanımızca mahkemedeki tem-
sil olgusundan daha işlevseldir. Bütün bu nedenlerle, arabuluculuk
görüşmelerinde tarafların kendilerini avukatla temsil ettirmelerinin
zorunlu hale getirilmesinin, sistemin sağlıklı ve verimli işleyişi için
şart olduğunu değerlendirmekteyiz.
d. Arabuluculuğun geliştirilmesine yönelik olarak
alınabilecek diğer önlemler
Bugünkü mevzuatımıza göre arabulucu seçiminde geçerli olan
sistem, uyuşmazlık taraflarının belli bir arabulucu kişinin adı üzerin-
de anlaşmaları şeklindedir. Potansiyel olarak birbirine karşı güven-
sizlik duygusunun asıl olduğu uyuşmazlığa düşmüş kişilerin, belli
bir kişi ismi üzerinde anlaşmaya varabilmelerinin çetinliğini fark et-
mek ise zor olmayacaktır. Bu nedenle mevcut sistemden vazgeçilmeli;
uyuşmazlığa düşen tarafların, barolar bünyesinde oluşturulacak ara-
buluculuk merkezlerine müracaat etmeleri öngörülmelidir. Arabulucu
seçiminin merkezler esas alınarak gerçekleştirilmesi, sözleşme yapılır-
ken –kamu düzenini ilgilendiren konular hariç- uyuşmazlık halinde
hangi merkezin seçildiğine dair görev/yetki anlaşmasına da kolayca
yansıtılabilecektir. Sözleşme yapılması aşamasında tarafların bir isimi
yetkilendirmesinin kolay kolay mümkün olamayacağı gözetildiğinde,
böyle bir uygulamanın gönüllü arabuluculuğa yönelecek uyuşmazlık
sayısını bir hayli artıracağı açıktır.
Taraf müracaatını alan merkezin, uyuşmazlığın türüne bakıp o
alanda bilgi ve deneyim sahibi bir hukukçu arabulucuyu görevlen-
dirmesi, arabuluculukta dal uzmanlığı gereksinimini de çözen pratik
bir yaklaşım olacaktır. Esasen arabulucunun görev kapsamının niteli-
ği gözetildiğinde, arabulucunun uyuşmazlık konusuna ilişkin teknik