

1961 Anayasası Perspektifinden Parlamenter Bağışıklıklar...
154
tikleri bazı eylemler nedeniyle vatandaşlara uygulanan ortak hukuk
kurallarına tabi olmamalarını sağlamaktır.
1
İşlevsel ve kişisel nitelik
arz eden söz konusu korumalar, parlamenterin şahsı lehine tanınma-
mıştır. Vekil olmaktan kaynaklıdır ve nesnel bir yapı sergiler. Daha
açık bir ifadeyle, bir kısım kimselerden meydana gelen zümre yara-
rına oluşturulmuş bir imtiyaz değil; yasama erkini yürütme erkinin
verebileceği zararlardan daha yukarıda konumlandırabilmek için
tanınmış kamu yararı lehine bir tedbirdir.
2
Kamu yararı göz önünde
bulundurularak anayasal çerçevede teminat altına alınmış olan söz
konusu bağışıklıklar, kendi içerisinde yasama sorumsuzluğu ve yasa-
ma dokunulmazlığı olarak iki kısma ayrılmaktadır. Gündeme gelişleri
bakımından dokunulmazlığın, sorumsuzluğa oranla daha ön plana
çıktığını söyleyebiliriz. Ancak bu durum, her ne kadar bir başlık altın-
da birleştirilerek tasnif edilseler de yapısal farklılıklar taşımalarından
kaynaklanmaktadır.
Başlıkta belirttiğimiz üzere, gerek yasama dokunulmazlığı gerek
yasama sorumsuzluğu parlamento üyelerine, parlamenter sıfatı taşı-
maları nedeniyle tanınan güvencelerdir. Kanımızca, bağışıklık yeri-
ne güvence tabiri de kullanılabilir. Zira her ikisi de, parlamenterlerin
görevlerini yerine getirirken herhangi bir kuşku, kaygı yahut en açık
tabirle üzerlerinde bir baskı hissetmemeleri için kurulan güven meka-
nizmasının birbirini destekleyen ama farklı işlevlere sahip olan par-
çalarıdır. Tam bu noktada fazla ayrıntıya girmeksizin bir başka araş-
tırma konusu olabilecek nitelikte sorular sorup tekrar bağışıklıklar
meselesine dönmenin faydalı olacağı kanısındayız. Peki, bahsi geçen
güvencelerden faydalanan parlamenter yahut milletvekili olarak tabir
edilen şahıslar halktan oluşan bir “birlik” midir? Yoksa düzenli ve de-
neyimli bir “birlik” midir? Yahut desteğini halktan alan bir “birlik”
midir?
3
Kesin bir tanımlamanın yapılabilir olması aslında bağışıklıkla-
rın önemi ve gerekliliğini daha açık bir biçimde ortaya koyacaktır. Bu
bağlamda, vatandaşların kendilerini temsil edenlere güvenmelerinin
1
Mehmet Ali Aybar, “Teşrii Masuniyet Esası ve Tatbik Şekilleri”, İstanbul Hukuk
Fakültesi Mecmuası, Cilt 3, 1937, s. 121.
2
Pierre Avril ve Jean Gicquel, Droit Parlementaire, 4. Baskı, Montchrestien Lexten-
so Éditions, Paris, 2010, s. 49.
3
Jean-Jacques Urvoas ve Magali Alexandre, Manuel de survie à l’Assemblée
Nationale-L’art de la guérilla parlementaire, Odile Jacob, Paris, 2012, ss. 53-64.