Previous Page  351 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 351 / 561 Next Page
Page Background

Vergi Yargısı Uygulamasında Kabahatler Kanunu’na Alternatif Bir Bakış...

350

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararında VUK’da yer alan vergi suç-

ları ile vergi kabahatleri arasında bir ayrım yapılmaksızın “vergi ziya-

ına suçuna iştirak” kavramı altında ortak bir tanıma yer verilmiştir.

Bu tespitin isabet oranı ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte, yine

bu noktadan hareketle, Anayasa Mahkemesi’nin de KK’nin vergi hu-

kukunda uygulama alanının bulunup bulunmadığını tartışmadığı bir

ön tespit olarak ileri sürülebilir.

İptal isteminin reddi yönündeki bu karara, KK’nin vergi ziyaı ka-

bahati yönünden uygulanabilirliği göz önüne alınarak alternatif bir

gerekçe yazılması da mümkündü. Bunun için öncelikle KK’nin VUK’ta

yer alan idare hukuku anlamında hukuka aykırılık oluşturan fiiller

ve yaptırımları bakımından uygulanabilirliği tartışılabilir, daha sonra

bu bağlamda vergi ziyaı kabahati ve bu kabahate iştirak yönünden bir

değerlendirmeye yer verilebilirdi.

İncelemenin önceki bölümlerinde vergi ziyaı doğuran fiillerin ver-

gi kabahati olarak kabul edilmesi gerektiği ve KK’nin 1 ila 31. madde-

leri arasında yer alan genel hükümlerden, kanun yoluna ilişkin 27 ila

31. maddeleri haricinde kalan diğer hükümlerinin (1 ila 26. maddeler)

vergi kabahatleri bakımından VUK’ta düzenleme bulunmadığı ölçüde

uygulama alanı bulabileceği tespit edildiğinden, bu bölümde konu-

nun bu yönüne ayrıca değinilmeyecektir.

VUK’ta yer alan düzenlemelerden, her vergi kabahatine ya da ver-

gi ziyaı doğuran her fiile iştirakin mümkün olmadığı sonucuna ula-

şılmaktadır. Bu kapsamda örneğin usulsüzlük ya da özel usulsüzlük

kabahatine iştirak kabul edilemeyeceği gibi vergi ziyaı doğurmakla

birlikte Kanun’un 359. maddesinde sayılanlar haricinde kalan fiillere

de iştirak kabul edilemeyecektir.

58

58

Aynı yönde: Kılıç, agm., s338; Candan ise VUK’ta yalnızca 359’uncu maddede

yazılı fiillere iştirak edenler için vergi ziyaı cezası öngörülmesinin iki biçimde yo-

rumlanabileceğine işaret etmektedir. Öncelikle, kanunilik ilkesinin bir gereği ola-

rak vergi ziyaı anılan eylemler dışındaki eylemlerle meydana geldiği takdirde bu

suça iştirak edene ceza kesilmesi olanaklı değildir. Diğer taraftan, yazara göre ka-

nun koyucu bu düzenleme biçimi ile 359’uncu maddede yazılı eylemler haricinde

kalan eylemlerle kabahate iştirak edilmesini yaptırım dışında bırakma amacı taşı-

mamakta, sadece anılan eylemlere iştirak edenlere asli failden daha hafif yaptırım