

TBB Dergisi 2016 (124)
Yunus Emre YILMAZOĞLU
347
Bu yorum, KK hükümlerinin vergi kabahatleri yönünden uygu-
lanmasını oldukça sınırlamakla birlikte iki açıdan oldukça işlevseldir:
1) VUK’ta bir düzenleme bulunmayan konular açısından KK hüküm-
lerinin uygulanmasının kabul edilmesi 2) Çatışma alanlarında VUK
hükümlerine üstünlük tanıyarak, vergi tekniğinin, vergi kabahatler
hukukunun ve uygulanan yaptırımların hukukiliğinin değerlendiril-
diği vergi yargılama hukukunun dinamiklerinin, kendine özgü siste-
matik bütünlük arz eden kurallarının korunmuş olması
4- Ara Değerlendirme
1) Kanun’un ek 1. maddesinde yer alan ifadelerden, vergi kabahat-
lerinin Kanun kapsamı dışında bırakıldığı sonucuna ulaşılama-
maktadır. Bu düzenleme, sadece 213 sayılı Kanun’da yer alan vergi
mahkemelerinin görev alanındaki uyuşmazlıklara ilişkin bazı ku-
ralları kendine has özellikleri nedeniyle vergi kabahatleri yönün-
den saklı tutmaktadır.
2) 213 sayılı Kanun’da yer alan vergi ziyaı (fiil 341. madde; yaptırım
344. madde) ile genel ve özel usulsüzlük (madde 352, 353, 355, mü-
kerrer 355) fiilleri karşılığında, idari yaptırım niteliğinde para ce-
zası uygulanması öngörüldüğünden, bu mali-idari düzene aykırı-
lık oluşturan fiiller Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesi anlamında
“kabahat” teşkil etmektedir.
hükümlerine aykırı olmayan hükümler itibarıyla geçerli kabul edilmesi yerinde
olacaktır.” Şenyüz, age., s:48; Yazar eserinde tebligat ve zamanaşımı yönünden
verdiği örnekler ilgi çekicidir. KK’nin 26. maddesi idari yaptırım kararlarının
tebliğinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu(TK)’na atıfta bulunmakta, VUK ise 93 ve
devamı maddelerinde tebligat yönünden özel düzenlemeler içermektedir. Bu du-
rumda zımnen ilga yorumuyla genel kanun olan KK’nin vergi kabahatleri yönün-
den de uygulanacağının kabul edilmesi, aynı ihbarname ile tebliğ edilen vergi
aslının VUK, cezanın TK’ya göre tebliğ edilmesi sonucunu doğurur. Vergi huku-
kunun kendine özgü özellikleri ve VUK sistematiği ile bağdaşmayan bu durumun
kanun koyucu tarafından amaçlandığı ileri sürülemez. Yazar, benzer yorumu za-
manaşımı açsından da yapmaktadır. Şenyüz, age., s:48-49 ; “Vergi tekniğinin ken-
dine has özellikleri olması nedeniyle özel bir usul ve cezalandırma koduna sahip
olması gereği yadsınamaz. Nitekim ülkemizde genel bir idari işlem usul kodu
yokken vergilere ilişkin usul kodunun olmasının nedeni budur. Bu noktada ver-
gi hukukunun bütünlüğü içinde ele alınması gereken vergi kabahatleri için önce
özel kanun olan VUK’daki hükümlere, sonra genel kanun olan KK’nın hükümle-
rine bakılması gerekir düşüncesindeyiz.” Şenyüz, age., s:49