Previous Page  350 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 350 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Yunus Emre YILMAZOĞLU

349

ikinci fıkrasında yer alan

“…bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat…”

ibaresinin, Anayasa’nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürü-

lerek iptali istemine ilişkindir.

İtiraz yoluna başvuran Vergi Mahkemesi, vergi ziyaına VUK’un

359. maddesinde sayılan fiillerle sebebiyet verilmesi durumunda vergi

idaresi tarafından bu fiillere iştirak edenlere, ziyaa uğratılan verginin

bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesildiğini ifade etmektedir. Ancak

iştirakin unsurlarına Kanun’da yer verilmediğinden hangi hallerde

“iştirak”in oluşacağının belirli olmadığını iddia etmektedir. Bu neden-

le başvuru kararında itiraz konusu kuralın, Anayasa’nın 2. maddesin-

de yer alan hukuk devleti ilkesinin görünümü olan “hukuki güvenlik

ve belirlilik ilkeleri” ile 38. maddesinde yer alan “suç ve cezalarda ka-

nunilik ilkesine” aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

İtiraz konusu kuralda vergi ziyaına iştirak halinde kesilecek ce-

zanın miktarının gösterildiği, ancak kuralda, iştirakin hangi hallerde

oluşacağına dair bir belirlemenin yer almadığı açıktır. Başvuran mah-

keme, var olduğunu ileri sürdüğü bu belirsizliğin giderilmesi amacıy-

la “eksik düzenlemenin” iptalini istemektedir.

6. Anayasa Mahkemesi, 5.3.2015 tarihli ve E: 2014/120, K:2015/23

sayılı kararı ile iptal istemini reddetmiştir. Kararın gerekçesinde ka-

nun koyucunun, temel esas ve çerçeveyi belirledikten sonra kanunda

ayrıntılı şekilde düzenlenmeyen kavramların alt mevzuat ve yargı

kararları ile içeriğinin belirlenmesinin hukuk güvenliği ve belirlilik

ilkelerine aykırı olmadığı vurgulanmıştır. Yargı kararlarıyla genel

anlamda “iştirak” ve “vergi ziyaı suçuna iştirak” kavramlarının içeri-

ğinin belirlendiğini belirten Anayasa Mahkemesi, vergi ziyaı suçuna

iştiraki “…bir kimsenin mükellef veya sorumlu ile işbirliği halinde

Kanun’un 359. maddesinde yazılan fillerden biriyle vergi ziyaına se-

bebiyet vermesidir” biçiminde tanımladıktan sonra, “Bu itibarla, iti-

raz konusu kuralda hangi eylemlere hangi sonucun bağlandığı belirli

bir kesinlik içinde ortaya konmuş olup iştirake ilişkin ayrıntıların uy-

gulama ve yargı kararlarına bırakılması belirlilik ve suçta ve cezada

kanunilik ilkelerine aykırılık oluşturmaz” gerekçesiyle iptal istemini

reddetmiştir.