Previous Page  354 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 354 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Yunus Emre YILMAZOĞLU

353

dayanmaktadır. VUK’un 359. maddesinin ikinci fıkrası ile KK’nin 14.

maddesi birlikte değerlendirildiğinde, vergi kabahatlerine iştirakin,

VUK’un 359. maddesinde sayılan fiillerle kasten vergi ziyaına neden

olunması halinde gerçekleşebileceği ve bu durumda ziyaa uğratılan

verginin bir katı tutarında idari yaptırım uygulanabileceği belirli bir

kesinlik içinde ortaya konulmuş olmaktadır. Dolayısıyla KK’nin vergi

uyuşmazlıklarında uygulanabilirliğinin kabul edilmesi ve bu doğrul-

tuda KK’nin 14. maddesi ile VUK’un 344. maddesinin birlikte değerlen-

dirilmesi sonucunda yasal düzlemde böyle bir eksikliğin bulunmadığı

sonucu ortaya çıkmaktadır.

Bu şekilde, VUK ve KK hükümlerinin birlikte değerlendirilme-

si sonucunda, vergi ziyaı kabahatine iştirak yönünden hangi eyleme

hangi hukuksal yaptırımın bağlandığı hususu bilinebilir ve eylemle-

rin sonuçları da öngörülebilir kılınmış olduğundan, yasaların belirsiz-

liği ve öngörülemezliğinden, ayrıca suç ve cezaların yasallığı ilkesine

aykırılıktan söz edilemez. Anayasa Mahkemesi’nin itiraz başvurusu-

nu bu gerekçeyle reddetmesi KK’nin vergi uyuşmazlıklarında uygu-

lanması yönünden teşvik edici bir etken olabilirdi.

Konuyu noktalamadan ve hemen yeri gelmişken belirtmek gere-

kir ki, VUK 344. madde ikinci fıkrada yer alan özel hüküm ile genel

hüküm niteliğindeki KK’nin 14. maddesi, iştirak edenin nasıl cezalan-

dırılacağı hususunda çatışmaktadır. KK’nin 14. maddesi, iştirak edenin

fail olarak cezalandırılacağını, VUK ise faile ziyaa uğratılan verginin

üç katı, iştirak edene ise bir katı yaptırım uygulanacağını açıklamak-

tadır. Bu noktada, VUK özel düzenleme içerdiğinden 344. maddenin 2.

fıkrası uygulanması gereken normdur, iştirak eden bir kat ceza kesil-

mesi gerekir.

Sonuç

İncelemede KK’nin vergi uyuşmazlığı doğuran idari yaptırımla-

rı konu alan işlemlere karşı açılan davalarda uygulanılırlığına alter-

natif bir bakış açısı geliştirilmeye çalışıldı. KK’nin bu idari davalarda

neden uygulanması gerektiği, doktrinde bugüne kadar ileri sürülen

görüşler bağlamında tartışıldı. Bu kapsamda idari davaya konu olacak