

Tasarrufun İptali Davalarının Kamu İcra Hukuku ve Genel İcra Hukuku Çerçevesinde Özel...
480
rağmen mal beyanında bulunmayanlarla malı bulunmadığını bildiren
ya da beyan ettiği malların borcuna yetmediği anlaşılanların ödeme
süresinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme sü-
resinin başlamasından sonra yaptıkları ivazsız ya da bağışlama yahut
hükümsüz sayılan diğer tasarruflar ile amme alacağının bir kısmının
ya da tamamının tahsiline imkân bırakmamak amacıyla borçlu tara-
fından yapılan tek taraflı hukukî işlemlerle borçlunun amacını bilen
veya bilmesi gereken kimselerle yapılan bütün hukukî işlemlerin ta-
rihleri ne olursa olsun hükümsüzlüğünü sağlamak ve bu yolla kamu
alacağını tahsil etmek amaçlanır.
Genel icra hukuku ile 6183 sayılı Kanun’da yer alan tasarrufun
iptali davalarında uygulanacak yöntem ve güdülen amaç birbirine
benzer. Ancak, 6183 sayılı Kanun’da kamu hizmetlerinin finansman
kaynağı olan amme alacaklarının tahsili amacıyla açılması gereken ta-
sarrufun iptali davalarının şartları ve sonuçları genel icra hukukuna
göre farklılıklar gösterir. Nitekim imtiyazlı bir alacak olarak nitelendi-
rilen amme alacağının tahsilinde kamu yararına birtakım öncelikler
ve ayrıcalıklar tanınması doğal karşılanmalıdır. 6183 sayılı Kanun’da
tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için öncelikle kesinleşmiş bir
amme alacağının varlığı gereklidir. Tasarrufun iptali davasının açıla-
bilmesi için sadece tahakkuk etmiş ve/ya da sadece vadesinde öden-
memiş olmanın yeterli sayılmayıp, alacağın kesinleşmiş olması şartı
da aranmak zorundadır. Zira uyuşmazlık konusu olan amme alacak-
larının tahakkuk etmiş olması, her zaman kesinleştiği anlamına gel-
mez. Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi, vadesinde ödenmemiş
bir amme alacağının varlığına ve amme borçlusunun haczedilebilir
malvarlığının borcunu ödemeye yetmemesi şartına bağlıdır. Henüz
kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir amme alacağı bulunmuyor
ise, tasarrufun iptali davası açılamaz. Ayrıca vadesinde ödenmemiş
olan amme alacağının varlığı da mutlaka tasarrufun iptali davası açıl-
masını zorunlu kılmaz. Amme borçlusunun haczedilebilir malvarlığı
borcunu karşılamaya yeterse, tasarrufun iptali davası açmaya gerek
yoktur. Vadesinde ödenmediği gerekçesiyle ödeme emri ile takip edil-
meye başlamış olan amme borcunun amme borçlusu veya sorumlu
tarafından ödenmesi halinde tasarrufun iptali davası açılmasına da
gerek kalmaz. Kaldı ki, tasarrufun iptali davası açıldıktan sonra ve
henüz karar verilmeden, kamu borcunun ödenmesi halinde de, dava-