Previous Page  338 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 338 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (125)

Ahmet M. GÜNEŞ

337

bağlamda, ABA’nın 2. maddesinde yer alan değerlerin üye devletlerce

ihlalinin de ihlal davasına konu edilebilmesi gerekir. ABA’nın 2. mad-

desine yönelik ihlallere karşı Komisyon veya herhangi bir üye devlete

dava açma yetkisinin tanındığı ifade edilmelidir. Bununla birlikte, ih-

lal davalarının uygulamada genellikle Komisyon tarafından açıldığı

görülmektedir. Davanın açılması bakımından Avrupa Birliği hukuku-

nun ihlal edilmiş olması yeterli olup davacıların ayrıca bir menfaat-

lerinin ihlal edilmiş olması gerekmemektedir. Bunun haricinde, ihlal

davasının idari ve yargısal olmak üzere iki aşamalı olduğu belirtilme-

lidir. İlgili ihtilafa mahkeme dışında bir çözüm bulmaya yönelik olan

idari aşama, ihlalle itham edilen devlete Adalet Divanı’nın devreye

girmesine gerek kalmadan ihlali bertaraf etme imkânı sunmaktadır.

Ancak bu aşamadan bir sonuç alınamaması durumunda, uyuşmazlı-

ğın Adalet Divanı’nın önüne taşındığı yargısal aşamaya geçilmektedir.

İhlal davasında, davalının mahkûm edilebilmesi için kusurlu ol-

ması şart değildir. Üye devletin herhangi bir eylem veya tasarrufu ile

Avrupa Birliği hukukunu ihlal etmesi mahkûmiyet için yeterlidir. İh-

lale konu olan eylem veya tasarrufun devletin egemenlik yetkilerini

kullanan bir organa veya bu tür bir organın herhangi bir süjesine atfe-

dilebilmesi, ihlalle itham edilen devletin bu dava sonucu mahkûm edi-

lebilmesi bakımından yeterlidir. Yargılama sonunda ilgili üye devletin

yükümlülüklerini yerine getirilmediği sonucuna varılması halinde

mahkûmiyet kararı verilecektir. Adalet Divanı’nın aldığı mahkûmiyet

kararı iki kısımdan oluşmaktadır. Kararın ilk kısmı ihlalin tespiti ni-

teliğinde iken, ikinci kısım ihlalin giderilmesi için alınacak tedbirleri

saptamaktadır. İlgili üye devlet, ihlalin giderilmesi için gerekli tedbir-

leri en kısa zamanda almak zorundadır. Komisyon, mahkûm edilen

devletin kararda öngörülen tedbirleri zamanında almaması halinde il-

gili devlete kendi görüşlerini bildirme fırsatı sunduktan sonra kararın

gereklerini belli bir süre zarfında yerine getirmesi gerektiğini içeren

bir uyarı yazısı gönderir. Uyarı yazısının icapları bu yazıda saptanan

süre zarfında yerine getirilmezse, Komisyon olayın özelliklerine göre

üye devletçe ödenmesinin uygun olduğunu düşündüğü bir tutarı veya

para cezasını da göstererek Adalet Divanı’na dava açabilir. Adalet Di-

vanı ilgili devletin kararda belirtilen tedbirleri almadığı kanısına va-

rırsa, bu devletin bir tutar ya da para cezası ödemesine karar verebilir.

İhlal davası ve ABA’nın 7. maddesinde öngörülen usul arasında bir ön-