

TBB Dergisi 2016 (125)
Emek BAYRAK
41
karşılanırdı. Yani; saldırıya uğrayan kişi, kişinin ailesi veya onun üyesi
bulunduğu kabile veya klan üyelerinden biri; saldıran kişiye, onun ai-
lesine veya onun üyesi bulunduğu kabile veya klan üyelerinden birine
karşı intikam alma hakkına sahipti. Bu gelenekle saldırıya uğrayan
ve akrabaları, saldırgana dönüşmekte ve bu döngü kuşaktan kuşağa
aktarılmaktaydı. Böylelikle, aileler arasındaki uyuşmazlıklar kuşaklar
boyu devam etmekte ve kendisi öç alma amacına dayanan her saldırı,
yeni bir kanlı öç almanın nedeni olmaktaydı.
1
Bu dönemde, bir ceza hukukunun olup olmadığı tartışmaya açık-
tır. Çünkü kamusal dava yoktur, diğer bir ifadeyle bireylere karşı suç-
lamaları yürüten, iktidarı temsil eden veya elinde tutan kimse yoktur.
Hukuk, bireyler arasındaki mücadeleyi, öç alma geleneğini yönlendir-
mek ve savaşımı kurala bağlamak şeklinde bir görünüm sergilemek-
tedir.
2
Ancak sonradan kanlı öç yöntemine bazı sınırlamalar getirilmiş-
tir. Bu sınırlamalardan birisi, kısas uygulamasıdır. Kısas; zarara neden
olan kişiye, verdiği zararla denk miktarda zarar verilmesini gerektiren
bir işlemdir. “Göze göz, dişe diş” ifadesiyle özlü anlatımını bulan bu
uygulamaya; bütün ilkel dönem yasalarında yer verilmiştir. Gerçek-
leşen eylemle ortaya çıkan zararın, eşdeğer bir zararla karşılanması
kaynağını meta biçiminde bulur. Bu durumda yaptırım da, mağdurun
katlanmak zorunda kaldığı zararın bir karşılığı olarak ortaya çıkmak-
tadır. Böylece, cezalandırma bir ticari sözleşme niteliği almaktadır.
3
Kanlı öç geleneğine getirilen diğer bir sınırlama da; uzlaşmaydı.
Ancak zararın tazminin reddedilmesi ve uzlaşmanın olmaması duru-
munda, bu öç geleneği yeniden işlemekteydi.
4
Geçiş dönemindeki devletlerde, klanlar üstü yargısal bir iktidar
olarak kendini kuran bir egemenlik fenomeniyle karşılaşıyoruz. Mısır,
Yunan ve Roma’da yargısal adalet daha belirgin bir şekilde ortaya çık-
maktadır. İlk devletler, öç geleneğini önlemek için, diyeti kurumsal-
1
Evgeny B. Pašukanis, Genel Hukuk Teorisi ve Marksizm. Çev: Onur Karahano-
ğulları, İstanbul: Birikim Yayınları, 2002, s.175-176
2
Michel Foucault, Büyük kapatılma, Çev: I. Ergüden-F. Keskin, 2.b., İstanbul: Ay-
rıntı Yayınları, 2005, s.200
3
Pašukanıs, s.178