

Siyasi İktidarın Geçirdiği Dönüşümler Bağlamında Cezalandırmanın Seyri
42
laştırmaya çalışmışlardır. Diğer taraftan; kısasa doğru da
4
bir evrilme
de olmuştur. Örneğin, Babil yasaları kısasa açıkça yer vermiştir. Diğer
bir gelişme de kolektif sorumluluktan bireysel sorumluluğa geçiştir.
Bireysel sorumluluk, suçu işleyen kişinin bu davranışından sorumlu
olması ve failin dışındaki üçüncü kişilerin suç olarak nitelendirilen
davranıştan sorumlu tutulmamaları, cezalandırılmamalarıdır.
5
II. Feodal Dönem ve Ortaçağ Kent Dönemi
Güçlü merkezi bir otoritenin bulunmayışı ve iktidarın parçalan-
mış olması, Batı Avrupa’daki feodal örgütlenişin en önemli özelliğidir.
Böyle bir yapılanma, himaye ilişkisini beraberinde getirmiştir. Cer-
men akınlarıyla göç eden kitlelerin güvenlik ihtiyacı, himaye ilişkile-
rini şekillendirmiştir. Bu himaye ilişkisi, korunma karşılığında senyö-
rün toprağında çalışma yükümlülüğünü içermektedir.
6
Senyörün, egemenliğinde bulunan topraklardaki serfleri yargıla-
ma yetkisi bulunuyordu. İktidarın parçalı yapısının yargı alanındaki
yansıması, herkesin kendi senyörünün mahkemesinde yargılanması-
dır. Bu nedenle feodal düzende adaletten değil, adaletlerden söz edi-
lebilir.
7
Ayrıca; kilisenin de yargı yetkisi bulunuyordu. Kilise, hem din yet-
kilerini kendi alanı içersine almak istiyor hem de dinsel sayılan bazı
suçların laikler tarafından işlense bile kendi yargı alanına girdiğini
savunuyordu. Feodal çağda adli yetkilerin parçalanmışlığı, birbiriyle
karışmış olması ve çok düşük düzeyde etkileşim içersinde olmaları,
adalet sisteminin en belirgin özelliği olarak görünmektedir. Bir sürü
mahkeme, her türlü davada kendini yetkili görmektedir. Bazı kurallar
aralarındaki yetki paylaşımını düzenlese de, bu düzenlemeler de çok
zaman belirsizliklerin ortaya çıkmasına kapı aralamıştır. Örneğin bazı
senyörlük kayıtları, rakip mahkemelerin yetki talepleriyle doludur.
Davalarının hangi mahkemede görüleceği konusunda umutsuzluğa
4
Foucault, s.201
5
Nevzat Toroslu, “Cezai sorumluluğun gelişimi”,
Yargıtay Dergisi
, Ankara, 1990,
C.16, S.1-2, s.121
6
Alaeddin Şenel, Siyasal Düşünceler Tarihi, 6.b., Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları,
1996, s.214
7
Ayferi Göze, Siyasal Düşünceler ve Yönetimler, 7.b. , İstanbul: Beta Yayınevi,
1995, s.67