

TBB Dergisi 2016 (126)
Mustafa Yaşar DEMİRCİOĞLU
205
ralının Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasına aykırılığından söz
edilebilmesi için, iptal edilen önceki kuralla içeriği yönünden “aynı”
ya da “benzeri” olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Burada
iki kuralın özdeş olması yetmeyecek, kurallar arasında “teknik içerik
ve kapsam” bakımından da benzerlik aranacaktır. Teknik içerik ve
kapsam bakımından benzerlik, iptal edilen yasa ile yeniden çıkarılan
yasanın sözcüğü sözcüğüne aynı olması anlamına gelmez. Çünkü,
böyle bir anlayış 153’ncü maddenin son fıkrasındaki kuralı anlam-
sız ve uygulanmaz kılar. Konu ve kapsam bakımından sözcüklerde
farklılıklar olsa bile ikinci yasanın aynı amaç doğrultusunda Anayasa
Mahkemesi kararına karşın onu etkisiz kılmak amacıyla çıkarıldığının
saptanması aranan koşulun gerçekleşmiş sayılması için yeterlidir.”
89
Yakupoğlu, Fulya Kantarcıoğlu). Hatta yine farklı bir gerekçe ile karara muhalefet
şerhi yazan Mustafa Bumin’e göre ise; “İptal edilen yasanın tekrar çıkartılması,
Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararına direnme niteliğindedir. Anayasal
yetki gaspının tipik bir örneğidir. Anayasa Mahkemesi kararlarının etkisiz kılın-
masına yönelik ağır bir ihlaldir. Düzenleme yetkisinin kötüye kullanılmasıdır. İp-
tal kararının sonucuna katlanmak, hukuk devleti olabilmenin temel göstergesidir.
Ayrıca Bknz. İbrahim Şahbaz, S. 37-38., Ergun Özbudun, s. 425.
89
Anayasa Mahkemesi Kararı 12.12.1991 Gün Ve 1991/27 Esas, 1991/50 Karar sayılı
İlamı.
“Yokluk” hususunda; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından; “Cum-
hurbaşkanını halk tarafından seçilmesine, TBMM seçim döneminin 5 yıla çıkarıl-
masına ve Cumhurbaşkanı görev süresinin beş yıla indirilmesi ve bir kimsenin en
fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebilmesine ilişkin Anayasa’da değişiklik yapan
31.5.2007 gün ve 5678 sayılı Kanun’un iptali istemiyle açılan davada da Anayasa
Mahkemesi tarafından tartışılmıştır. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tara-
fından açılan davada ileri sürülen, “Yasanın, Cumhurbaşkanı’nca, yeniden görü-
şülmek üzere TBMM’ne geri gönderilmesi üzerine gerçekleştirilen birinci tur gö-
rüşmede, Kanun’un tümünün görüşülmesi bitirildikten sonra yapılan oylamada
maddelere geçilmesinin 366 oyla kabul edildiğinin açıklandığını, oysa bu sayının
üye tamsayısının 2/3 çoğunluğundan az olması nedeniyle Anayasa değişikliğinin
TBMM’nce reddedilmiş sayılması gerektiğini, maddelerin görüşülmesine geçil-
mesinin ve sonuçta Yasa önerisinin kabul edilerek yeniden Cumhurbaşkanı’na
gönderilmesinin, tüm oylamalarda nitelikli çoğunluğun bulunması gerektiği-
ne ilişkin E1970/1 ve E1973/19 sayılı Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırılık
oluşturduğunu, bunun yasayı şekil açısından sakatladığını, bu nedenle 5678 sa-
yılı Kanun’un öncelikle yok hükmünde olduğunun saptanması” gerektiği yö-
nündeki savı, Anayasa Mahkemesi tarafından; “1961 Anayasası döneminde bu
Anayasa’nın kurallarına göre verilmiş Anayasa Mahkemesi kararlarının, yeni bir
Anayasa olan 1982 Anayasası döneminde hukuksal bağlayıcılıklarının olmaya-
cağı, yürürlükte olmayan Anayasalar döneminde bu Anayasa kurallarının esas
alınmasıyla verilen iptal kararlarının, “yokluk” ya da diğer yaptırımların gerekçe-
si olamayacağı” gerekçesi ile reddedilmiştir. Anayasa Mahkemesi Kararı 5.7.2007
Gün ve 2007/72 Esas, 2007/68 Karar sayılı Kararı. Ayrıca Bknz. Yılmaz Aliefendi-
oğlu, s. 12-13.