Previous Page  206 / 393 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 206 / 393 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (126)

Mustafa Yaşar DEMİRCİOĞLU

205

ralının Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasına aykırılığından söz

edilebilmesi için, iptal edilen önceki kuralla içeriği yönünden “aynı”

ya da “benzeri” olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Burada

iki kuralın özdeş olması yetmeyecek, kurallar arasında “teknik içerik

ve kapsam” bakımından da benzerlik aranacaktır. Teknik içerik ve

kapsam bakımından benzerlik, iptal edilen yasa ile yeniden çıkarılan

yasanın sözcüğü sözcüğüne aynı olması anlamına gelmez. Çünkü,

böyle bir anlayış 153’ncü maddenin son fıkrasındaki kuralı anlam-

sız ve uygulanmaz kılar. Konu ve kapsam bakımından sözcüklerde

farklılıklar olsa bile ikinci yasanın aynı amaç doğrultusunda Anayasa

Mahkemesi kararına karşın onu etkisiz kılmak amacıyla çıkarıldığının

saptanması aranan koşulun gerçekleşmiş sayılması için yeterlidir.”

89

Yakupoğlu, Fulya Kantarcıoğlu). Hatta yine farklı bir gerekçe ile karara muhalefet

şerhi yazan Mustafa Bumin’e göre ise; “İptal edilen yasanın tekrar çıkartılması,

Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararına direnme niteliğindedir. Anayasal

yetki gaspının tipik bir örneğidir. Anayasa Mahkemesi kararlarının etkisiz kılın-

masına yönelik ağır bir ihlaldir. Düzenleme yetkisinin kötüye kullanılmasıdır. İp-

tal kararının sonucuna katlanmak, hukuk devleti olabilmenin temel göstergesidir.

Ayrıca Bknz. İbrahim Şahbaz, S. 37-38., Ergun Özbudun, s. 425.

89

Anayasa Mahkemesi Kararı 12.12.1991 Gün Ve 1991/27 Esas, 1991/50 Karar sayılı

İlamı.

“Yokluk” hususunda; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından; “Cum-

hurbaşkanını halk tarafından seçilmesine, TBMM seçim döneminin 5 yıla çıkarıl-

masına ve Cumhurbaşkanı görev süresinin beş yıla indirilmesi ve bir kimsenin en

fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebilmesine ilişkin Anayasa’da değişiklik yapan

31.5.2007 gün ve 5678 sayılı Kanun’un iptali istemiyle açılan davada da Anayasa

Mahkemesi tarafından tartışılmıştır. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tara-

fından açılan davada ileri sürülen, “Yasanın, Cumhurbaşkanı’nca, yeniden görü-

şülmek üzere TBMM’ne geri gönderilmesi üzerine gerçekleştirilen birinci tur gö-

rüşmede, Kanun’un tümünün görüşülmesi bitirildikten sonra yapılan oylamada

maddelere geçilmesinin 366 oyla kabul edildiğinin açıklandığını, oysa bu sayının

üye tamsayısının 2/3 çoğunluğundan az olması nedeniyle Anayasa değişikliğinin

TBMM’nce reddedilmiş sayılması gerektiğini, maddelerin görüşülmesine geçil-

mesinin ve sonuçta Yasa önerisinin kabul edilerek yeniden Cumhurbaşkanı’na

gönderilmesinin, tüm oylamalarda nitelikli çoğunluğun bulunması gerektiği-

ne ilişkin E1970/1 ve E1973/19 sayılı Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırılık

oluşturduğunu, bunun yasayı şekil açısından sakatladığını, bu nedenle 5678 sa-

yılı Kanun’un öncelikle yok hükmünde olduğunun saptanması” gerektiği yö-

nündeki savı, Anayasa Mahkemesi tarafından; “1961 Anayasası döneminde bu

Anayasa’nın kurallarına göre verilmiş Anayasa Mahkemesi kararlarının, yeni bir

Anayasa olan 1982 Anayasası döneminde hukuksal bağlayıcılıklarının olmaya-

cağı, yürürlükte olmayan Anayasalar döneminde bu Anayasa kurallarının esas

alınmasıyla verilen iptal kararlarının, “yokluk” ya da diğer yaptırımların gerekçe-

si olamayacağı” gerekçesi ile reddedilmiştir. Anayasa Mahkemesi Kararı 5.7.2007

Gün ve 2007/72 Esas, 2007/68 Karar sayılı Kararı. Ayrıca Bknz. Yılmaz Aliefendi-

oğlu, s. 12-13.