Previous Page  207 / 393 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 207 / 393 Next Page
Page Background

Düzenleyici İşlemin Konusunun Gayrımeşru Olması

206

SONUÇ

Sayıları 100’e yaklaşan vakıf üniversiteleri, eğitim öğretime kayıtlı

on binlerce öğrenciden elde edilen gelirleri, kamu tüzel kişiliği olma-

nın doğal sonucu olarak, rekabet şartlarına uygun bir şekilde değerlen-

dirmek ve kişisel çıkarları değil kamu yararını esas alarak harcamakla

yükümlüdür. Çoğu uygulamada olduğu üzere mütevelli heyet başkan

ve üyeleri ile bu kişilerin doğrudan veya dolaylı ilişki içinde bulun-

duğu şirketlerin, vakıf üniversiteleri ile kamu yararı ilkesini zorlayan

kişisel çıkarlara yönelik ticari ilişkiler kurdukları ve vakıf üniversite-

lerinin bu kişi ve şirketlere kaynak aktardıklarına şahit olunmaktadır.

2547 sayılı Kanun’un Ek 11’nci maddesinin uygulama esaslarını

göstermek amacıyla 19 Kasım 2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlana-

rak yürürlüğe giren Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinde

Değişiklik Yapan Yönetmelik hükümleri ile birlikte; vakıf üniversite-

lerinden kaynak aktarılmasının önlenmesine yönelik olarak ayrıntılı

düzenlemelere yer verilmiştir. Yönetmeliğin 28’nci maddesinin asıl

amacı; 2547 sayılı Kanun’un Ek 11’nci maddesinde çerçevesi belirlen-

diği üzere vakıf üniversitesi kaynaklarının verimli şekilde kullanıl-

masını sağlamak, elde edilen gelir ve kaynakların kamu yararı amacı

dışında kullanılmasına engel olmaktır. Ancak bu amacı gerçekleştir-

mek üzere, hangi fiillerin kaynak aktarımı sayılacağı Yönetmelikle

belirlenmesine rağmen Yönetmeliğin 28’nci maddesinde; Türk Ceza

Kanunu bağlamında açıkça “tefecilik suçu” sayılan fiillere meşruluk

kazandırılarak normlar hiyerarşisine de açıkça aykırılık teşkil eden bir

düzenleme yürürlüğe konulmuştur.

Gerek 2547 sayılı Kanun ve gerekse ilgili yönetmelikte; kaynak ak-

tarma olarak kabul edilecek fiiller düzenlenmiş olmakla birlikte; “Mü-

tevelli heyeti ve üyeleri ile bunlar dışındaki üçüncü gerçek kişilerden

yapılacak borçlanmanın Merkez Bankasının bankalarca açılan kredi-

lere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranlarından sebepleri izah edi-

lemeyecek derecede yüksek bedeller ile yapılması” şeklinde yürürlüğe

konulan düzenleme, açıkça Türk Ceza Kanunu tarafından yasaklanan

ve suç sayılan tefecilik fiiline yol açacaktır.

Söz konusu düzenlemenin, idare hukuku açısından inceleme ve

tartışmaya açık iki yönü bulunmaktadır. Birincisi; normlar hiyerarşisi

çerçevesinde üst hukuk normuna aykırı düzenleme yapılıp yapılama-

yacağı hususu, ikincisi ise; idari işlemin konu unsurunun gayrimeşru

olmasının doğuracağı hukuki sonuçlardır. Makalede her iki konuda

da, mevcut getirilen düzenlemenin değerlendirmesi yapılmaya çalışıl-