

TBB Dergisi 2016 (126)
Mustafa Yaşar DEMİRCİOĞLU
203
muhalefet şerhinde; “Anayasa’nın 64. maddesinin birinci fıkrasında
TBMM’nin görev ve yetkilerinin açıkça sayıldığı, bunların; Kanun
yapmak, değiştirmek ve kaldırmak, para basılmasına, genel ve özel
af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine
getirilmesine
karar vermek
olduğu, TBMM tarafından “ölüm cezala-
rının yerine getirilmesi” hususundaki yetkisini ancak
“karar”
şeklin-
de kullanabileceği, bu yetkinin niteliğinin Kanun şeklinde tasarrufa
müsait olmadığı, Anayasa’da prensip olarak TBMM’nin “karar” şek-
lindeki tasarruflarının Anayasa’ya uygunluk denetimine tabi tutul-
madığı, Kanunların bu denetime tabi tutulduğu, bir Anayasa hükmü
ile Yasama Meclisine “karar” şeklinde kullanılabileceği emredilen
bir yetkinin kanun niteliğinde kabulü ve onun Anayasa’ya uygunluk
denetimine tabi tutulmasının Anayasaya aykırı olduğu, Anayasa ta-
rafından tanınmamış olan bir kanun yetkisi kullanamayacağından,
böyle bir yetkinin kullanılmış olması bunun kanun niteliğinin bir hü-
küm ifade etmemesini, “yok hükmünde olması” gerekeceği, binnetice
ölüm cezalarının yerine getirilmesi konusundaki yetkinin anayasal
niteliği olan karar niteliğinin baki olduğu kanun niteliğinin ise vücut
bulmamış,
“yok hükmünde olduğunun”
kabulünü zorunlu kılacağı,
buna rağmen Yasama Meclislerince bu yetkinin kullanmasının; onun
vücut bulmamış, yok hükmünde olduğu sonucunu doğuracağını ileri
sürmüşlerdir.
86
Daha yakın tarihli kararlar incelendiğinde işlemin konu yönün-
den denetimi ile ilgili dava dilekçelerinde “yokluk” ile iptal kavram-
larının sıklıkla Anayasa Mahkemesi tarafından tartışıldığı görülmek-
tedir. 1990’lı yıllarda; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bir
86
Söz konusu muhalefet şerhinde “yok hükmünde sayılma” ile ilgili nitelikli örnek-
semelere de yer verilmiştir. “Örneğin sevk edilen bir kanun tasarısı henüz Yasama
Meclislerinde usulüne göre görüşülüp kabul edilmemiş olmasına rağmen yanlış-
lıkla görüşülüp kabul edildiği zannedilerek diğer merasim tamamlanıp ilân edil-
diği farz edilse, bu hiç bir zaman kanun niteliğini alamayacağı, kanun olarak vücut
bulduğunun kabul edilemeyeceği ve yok hükmünde olacağı, keza; Anayasa›nın
9. maddesi hükmünce. Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki Anaya-
sa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez ilkesi gereği Yasama
Meclislerince Devlet şeklinin değiştirilmiş olduğu farz edilse, bu değişmeyi vücut
bulmuş telakki etmek mümkün olmadığı ve Yok hükmünde olduğu, Anayasa›nın
9. maddesi ile Yasama Meclislerine böyle bir yetkiyi kullanamayacaklarını beyan
etmiş ve bu Anayasa hükmünün değiştirilmeyeceğini, yani daima yürürlükte ka-
lacağını kabul etmiş oldukları, bu durumda Anayasa›nın 4. maddesinin son fıkra-
sının son cümlesi hükmü ile Yasama Meclisleri kendilerine tanınmayan bir yetkiyi
kullanmaktan men edilmişlerdir. Buna rağmen Yasama Meclislerince bu yetkinin
kullanması onun vücut bulmamış, yok hükmünde olduğu sonucunu doğurur.