Previous Page  202 / 393 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 202 / 393 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (126)

Mustafa Yaşar DEMİRCİOĞLU

201

tal davası şeklinde görülmesi

gerektiği konusunda bir içtihat birliği

oluşmuş durumdadır. Buradan hareketle makale konusu Yönetmelik

hükmü çerçevesinde düşünüldüğünde;

meşruiyet zemini ve hukuki

geçerliliği bulunmayan, hukuki dayanağı olmayan, açıkça üst hukuk

normlarına aykırı, gayrimeşru bir konuda düzenleme getirip meşru

olmayan fiillere imkan tanıyan y

önetmelik hükmü yok hükmündedir

ve iptal edilmeye mahkum bir düzenleyici işlem niteliğindedir.

“Yokluk” ve “yok hükmünde olma” kavramları 1970’li yıllardan

bu yana Anayasa mahkemesi tarafından da tartışılan bir konudur.

Anayasa Mahkemesi yakın tarihli vermiş olduğu bir kararında yok-

luk kavramının hangi hallerde söz konusu olabileceğini açıkça ortaya

koymuş ve daha çok “maddi yokluk” hallerinde bir yokluktan bahse-

dilebileceğinin altını çizmiştir. Anayasa Mahkemesine göre;

“Yokluk, bir normun var olmadığının ifadesidir. Bir normun varlığı ise o

normun yürürlüğe girmesi ve uygulanmasına bağlı bulunmamaktadır. “Var-

lık”, “yürürlük”

ve

“uygulanma”

kavramları

birbirinden farklı olup “varlık”,

bir normun hukuk âleminde vücut bulmasını ve geçerlik kazanmasını ifade et-

mektedir. Hukuk

âleminde geçerlik kazanması ise

hukukun öngördüğü usul

ve esaslar çerçevesinde çıkarılması anlamını taşımaktadır. Bununla birlikte bir

normun hukuka aykırı olması, mutlak olarak o normun yokluğu sonucunu do-

ğurmamaktadır. Yokluk sonucunun ortaya çıkabilmesi için söz konusu hukuka

aykırılığın, o normun hukuk âleminde hiçbir zaman varlık kazanamamasına

yol açacak ağırlıkta ve açıklıkta olması gerekir

. Bir kanunun yokluğundan

söz edilebilmesi ise yasama organının bu yönde bir iradesinin ol-

maması ya da anayasal düzende yasama organına verilmeyen bir

yetkinin fonksiyon gaspı suretiyle kullanılması gibi hukuk âleminde

hiçbir zaman varlık kazanamayacak olan durumlarda mümkündür.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarını

yerine getiren yasama, yürütme ve yargı organlarından birinin, diğerinin ye-

rine geçmesi sonucunu doğuracak şekilde karar almaları

“fonksiyon gaspına”

yol açacağından,

yasama organının, yasama fonksiyonu kapsamında

yer almayan hususlarda “kanun” adı altında yapacağı düzenlemele-

rin hukuk âleminde varlık kazanabilmesi mümkün olmayacaktır.

Be-

lirtilen haller dışında kalan, kanunların veya kanun hükümlerinin Anayasa’ya

uygunluk denetimi kapsamında incelenmesi gereken hususlarda Anayasa’ya

aykırılığının saptanması ise ilgili kanun veya kanun hükümlerinin yokluğunu

değil, iptalini gerekli kılar.”

82

82

Anayasa Mahkemesi Kararı, 2014/57 Esas, 2014/81 Karar sayılı İlamı.