

TBB Dergisi 2016 (126)
Tolga AKAY
379
sım 1898 tarihli, markaların tescilleriyle ilgili kararı, taklit markala-
rın tescilinin önünü açarken, tescilleri gerçekleştiren Ticaret ve Nafia
Nezareti’nin (daha sonra Ticaret ve Sanayi Nezareti) de mesuliyetini
ortadan kaldırmıştır. Esasında bu kararın alınmasındaki etkenlerden
biri de Nurnberg merkezli ünlü kırtasiye üreticisi Johann Faber’in
1898 yılında markalarını tescil ettirmek için Osmanlı makamlarına
başvurmasıdır. Zira firma, yıllardır kullandığı markasının, Osmanlı
Devleti’nde bir başkası tarafından tescil ettirildiğini görmüş ve neza-
rete başvurmuştur.
55
Bu nedenle yaşanan tereddütler de meselenin
Şûra-yı Devlet’e taşınmasına neden olmuştur.
Şûra-yı Devlet kararına göre, bir şahsın sahip olduğu marka, bir
başkası tarafından da kanuna uygun olarak tescil ettirilebilir. Bu du-
rumda gerçek marka sahibi, taklit olduğu düşünülen marka sahibi
hakkında, kendi markasını tescil ettirdikten sonra dava açabilir. Bu-
nun için de her iki markanın da tescili gerekmektedir. Aksi durum-
da, gerçek markanın, daha önce tescil ettirilen ve taklit olduğu bilinen
marka göz önünde bulundurularak, tescilinin reddi, markası taklit
edilen kişinin mağduriyeti anlamına gelecektir. Bu gerekçe parale-
linde, nezarete yapılan marka tescil işlemlerinde, bir markanın taklit
olup olmadığı veya başka bir markaya benzerlik göstermesine bakıl-
maksızın, eğer âdap ve ahlaka aykırı değil ise, tescili gerekmektedir.
Benzer şekilde Ticaret ve Nafia Nezareti’nin, marka tescil başvurula-
rında, benzer markaların tescilinin yapılması durumunda ortaya çıka-
cak mağduriyetin bir benzeri, markaların tescil edilmemesi durumun-
da da ortaya çıkacak ve nezaret aleyhine, markası taklit edilen fakat
tescil ettiremeyenler tarafında da zarar-ziyan davası açılmasına neden
olabilecekti.
56
Dolayısıyla Ticaret ve Nafia Nezareti’nin birinci görevi,
teslim edilen alamet-i farikaların kayıt ve tescilinden ibaretti. Marka-
ların incelenerek reddedilme yoluna gidilmesi bilakis gerçek marka
sahiplerinin hukukuna tecavüz manası taşımaktaydı.
Bu karara karşı 1899 yılında üç Fransız fabrikatör, vekilleri Mösyö
Bonet aracılığıyla, tescil edilmiş markalarının daha sonra bir başkası
tarafından da tescil ettirilmiş olması nedeniyle itirazda bulunmuşlar-
dır. Bu itiraza Şûra-yı Devlet tarafından, yukarıdaki gerekçeler yanında
55
BOA, BEO, Dosya No: 1308, Gömlek No: 98043, 03.M.1317.
56
BOA, ŞD, Dosya No: 1213, Gömlek No: 7, 28.Z.1316.