

Merkezileşmeden Zaman-Mekân Sıkışmasına: Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği
220
konusu proje biçimi için bir kapasite değeri tanımlamak olabilir (“25
hektar ve üzeri alanlarda yapılan çıkarma faaliyetleri için ÇED gere-
kir, altındakiler için ise Ön araştırma gerekir” gibi). Bu sayede, örneğin
25 hektar üzerindeki uygulamalar için istediğim girişimcinin önünü
ÇED raporu ya da ön araştırma
19
ile engelleyebilirim. 2008 yılından
itibaren yaşanan liste içi hareketlilikler de bu davranış biçimini işaret
etmektedir. Kanunun arkasından dolaşmak olarak tanımlayabileceği-
miz ikinci seçenek ise; zaman mevhumunun lehte kullanılması için
hukuksal süreci uzatmak ve bu süreçte faaliyeti gerçekleştirip oldu
bittiye getirmek şeklinde bir uygulama biçimidir.
Sermayenin bir iktisadi faaliyet yoluyla genişletilmesi sürecinin
en önemli ihtiyacı zamandır. “Para yatır-meta al-para kazan” türün-
den bir dolaşım biçiminde oluşacak artık değerin zamandan ayrı
düşünülmesi mümkün değildir. Klasik anlamda bir zaman-mekan
sıkışması, tüm mekanları alt üst etmesi beklenen bu zamanın mikta-
rının olabildiğince kısa olması gerekliliğine vurgu yapar. Ancak bu-
rada bir anomaliyle karşı karşıyayız. Tüm stratejilerimiz sınırlarına
dayanmasına rağmen beklenmedik bir unsur olarak sivil toplumu-
nun baskısı devreye giriyor. Zamanın en kısa biçimine ihtiyaç du-
yarken zamanın durdurulması yönünde bir baskı var. Bu durumda
yapmam gereken öncelikle zamanı yaratmaktır. Bu ise zamanı göreli
olarak yavaşlatmak, ya da öyleymiş gibi göstermek anlamına gelen
hukuki bir oyalama biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Zaman durmuş
gibi görünürken faaliyetler tamamlanıyor. Tabi ki bu zamanın oluş-
masına engel olan sivil toplum engelini aşmak için kullanabileceğim
bir yargı ilişkisi varsa ivedi yargılama türünden bir uygulama da çok
işime yarar. Son yıllarda bu uygulama biçiminin de sıkça kullanıldı-
ğını görüyoruz.
Sonuç olarak yönetmelik, sermaye birikiminin mekân dolayımıyla
genişlemesi için her şeyi yapmışa benziyor. Ta ki yeni bir strateji ortaya
koyana kadar bekleyip göreceğiz.
19
Burada, özellikle maden uygulamalarında kullanıldığını bildiğimiz ama her sek-
tör için geçerli olabilecek bir uygulama biçimi söz konusu. Karar verici, faaliyeti
ön araştırma yönüne çekmek için, faaliyetin yapılacağı alan ya da gerçekleştirile-
cek kapasite miktarı ÇED Gerektirir kapsamında ise alan ya da kapasite değerini
küçük parçalar halinde düşünerek (önce 5 hektar maden çıkarma, sonra 5 hektar
daha .... gibi) süreci istediği gibi yönetebilmektedir.