

TBB Dergisi 2016 (127)
Furkan KARARMAZ
27
yaklaşıma uygunluğu tartışmalı birtakım teoriler öğretilmektedir. Bu
eğitim materyallerinde toplantı ve gösterilere katılan kişilerin irrasyo-
nel oldukları, duygularıyla hareket ettikleri, illegal örgütlerin kuklası
oldukları gibi düşünceler ileri sürülmektedir. Bu tür olayların bir tür
sinir harbi olduğu ve sinirlerine hâkim olan tarafın kazanacağına yö-
nelik telkinlerde bulunulmaktadır.
33
Bir demokratik katılım biçiminin,
sonunda bir tarafın kazanacağı diğer tarafın kaybedeceği bir mücade-
le olarak aktarılmasının genç polislerin kafasındaki
biz ve onlar
ayrı-
mını güçlendirmesi kaçınılmazdır. Bunun yerine, barışçıl eylemlerin,
olağan bir katılım biçimi olarak görülmesini sağlayacak bir eğitimin
verilmesi gerekmektedir. Toplumsal olaylara müdahale edecek olan
kolluk kuvvetleri, görevlerinin savunma amaçlı olduğunu ve savuna-
cakları değerlerin yurttaşlara ait değerler olduğunu öğrenmelidirler.
Hukukun üstünlüğü fikri ve uluslar arası sözleşmelerden kaynakla-
nan yükümlülükler hakkında bu görevlilerin farkındalık kazanmaları
sağlanmalıdır. En başta “ben devletim, bu kalabalık da benim karşıma
çıkmakla devlete meydan okuyor” anlayışının ortadan kaldırılması
ve yerine insanlık ve yurttaşlık haklarının savunulması anlayışının
getirilmesi gerekmektedir.
34
Ancak polisin böyle bir yaklaşıma sahip
olması için öncelikle siyasal yönetimin bu görüşü benimsemesi şarttır.
Sokak eylemlerinin yöneticiler tarafından muhatap alınmadığı, marji-
nalize edildiği, istisnai görüldüğü ve hukuka uygun olarak kurulmuş
siyasi parti, dernek gibi örgütlerin “illegal örgütler” diye lanse edildiği
bir siyasi atmosferde polisin özgürlükçü bir tutum sergilemesi maale-
sef beklenemez.
Çatışmaların azaltılması yönünde etkili olacağı savunulan uygu-
lamalardan biri de çevik kuvvetin toplantı veya yürüyüşün yapılaca-
ğı yerlerde göstericilerden uzak olacak şekilde konumlandırılmasıdır.
‘Sıcak temas’ın son çare olarak görülmesi veya göstericilere yakın ko-
numdaki polislerin mümkün olduğunca silahsızlandırılması can ka-
yıplarını ve yaralanmaları önleme yolunda birer öneri olabilir. Ancak
ülkemizde yaşanan olaylarda çeviğin hem silahlı hem de göstericilerle
iç içe olduğu gözlemlenmektedir. Bu psikolojik ve fiili durumun iki ta-
33
Ayşen Uysal, “Cop Gölgesinde Politika: Türkiye’de Toplumsal Olay Polisliği ve
Sokak Eylemleri”,
Mülkiye Dergisi
, Ankara 2006, C. 30, S. 253, s. 87.
34
T. C. Kamu Denetçiliği Kurumu, 2013/90, par. 430.