Previous Page  39 / 437 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 39 / 437 Next Page
Page Background

Toplanma Hakkı ve Kolluk Tedbirleri İlişkisi

38

bağlanmış olması nedeniyle, sorunlar yaşanmaktadır. Kolluk persone-

linin yargılanması, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri-

nin Yargılanması Hakkında Kanun’a göre yapılacaktır. Bu kanuna göre

konumuz bakımından, kolluk personelinin fiili, işkence suçu teşkil et-

mediği sürece savcıların soruşturma yapabilmesi, mülki amirin izni-

ne bağlı olmaktadır. İşkence vakalarında dahi savcıların fiilleri “kamu

görevini kötüye kullanma” veya “kasten yaralama” olarak nitelendir-

meleri nedeniyle her türlü vakanın soruşturulması mülki amirlerin

yani idarenin iznine tabi tutulmaktadır.

56

Savcıların idari personeli

soruşturmak için yine idareden izin almak zorunda kalmasının hu-

kuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını kabul etmek gerekir. Toplantı ve

gösterilerle ilgili olarak, savcıların mağdurların şikâyetlerini toplantı-

nın kanuna uygun olup olmamasına göre değerlendirdikleri de belir-

tilmektedir.

57

Toplantının kanuna aykırı olması durumunda savcıların

orantısız güç kullanan görevlilerle ilgili şikâyetleri dinlememelerinin

bir hukuksal dayanağı olamaz. Kişi şiddete başvurmuş olsa dahi po-

lisin ve evleviyetle savcının hukuku uygulaması gerekir. Bu vesileyle

hatırlatmak isterim ki, çevik kuvvet ve genel olarak kolluk tedbirleri,

birer tedbirdirler, ceza değildirler. Polis etkinliğinin cezai amaçlarla

veya toplumu tedip ve terbiye etme amaçlarıyla kullanıldığı bir devlet

hukuk devleti değildir ve böyle bir devletin çağımızda bireyler üzerin-

de kuracağı iktidarın demokratik meşruiyeti söz konusu olamaz.

4483 sayılı kanundan kaynaklanan bir diğer sorun ise kanunun

dördüncü maddesi ile ilgilidir. Bu maddenin üçüncü fıkrası ihbar

veya şikâyet üzerine kamu görevlileri hakkında soruşturma açılabil-

mesi için “yapılacak ihbar ve şikâyetlerin soyut ve genel nitelikte ol-

maması, ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların

ciddî bulgu ve belgelere dayanması, ihbar veya şikâyet dilekçesinde

dilekçe sahibinin doğru adı, soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh

adresinin bulunması” şartlarını getirmiştir. Bu hükmün toplantı ve

yürüyüşlere yapılan orantısız müdahalelere ilişkin ihbar ve şikâyetler

bakımından uygulanması birçok ihbar ve şikâyetin geri çevrilmesine

neden olmaktadır. Bir toplantı veya gösteriye müdahale çoğu zaman

56

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği, 2013, s. 17.

57

Kerem Altıparmak, 2013.; Pekaslan vd./Türkiye, 4572/06, 20 Mart 2012, par. 63;

Cemalettin Canlı/Türkiye, 26235/04, 09 Şubat 2010, par. 31; Karatepe/Türkiye,

33112/04, 07 Nisan 2009, par. 32; Kop/Türkiye, 12728/05, 20 Ekim 2009, par. 38.