

107
TBB Dergisi 2017 (128)
Gökhan Yaşar DURAN
b. İdari Para Cezasının Kesinleşmesi
1111 sayılı Kanun’un 89’ncu maddesine göre, idari para cezası ver-
meye yetkili birim yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu yer il ya da ilçe
idare kurullarıdır (1111 SK. m.89/5).
Kabahatli hakkında verilen idarî yaptırım kararı, 11.2.1959 tarih-
li ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ
edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu,
mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir (5326 SK. m.26/1). İdarî yaptı-
rım kararının ilgili gerçek kişinin huzurunda verilmesi halinde tuta-
nakta bu husus açıkça belirtilir. Bu karara karşı başvurabileceği kanun
yolu, mercii ve süresine ilişkin olarak bilgilendirildikten sonra kişinin
karar tutanağını imzalaması istenir. İmzadan kaçınılması halinde bu
durum tutanakta açıkça belirtilir. Karar tutanağının bir örneği kişiye
verilir (5326 SK. m.26/2) .
İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî
yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itiba-
ren en geç on beş gün içinde, asliye ceza mahkemesine
82
başvurulabilir.
Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım
kararı kesinleşir (5326 SK. m.27/1) .
çunda failin kamu görevlisi olması gibi şartlar öğretide bazı yazarlarca ön şartlar
olarak adlandırılmaktadır. Buna karşılık bazı yazarlar ön şartların unsurlardan
başka bir şey olmadığını ileri sürmektedir. Aslında bu şartlar, bir fiilin bir suçu
teşkil edebilmesi için aranan mantıki ve hukuki gereklerdir. Dolayısıyla aslında
bu hususlar, tipiklikte veya tipikliğin maddi unsurunda yer alan hususlardan
farklı bir şey değildir’ (Hakeri, s.147-148).
82
5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinde asliye ceza mahkemesi yerine ‘sulh
ceza mahkemeleri’ terimi kullanılmaktadır. Oysa 5235 sayılı Kanunun 10’ncu
maddesi, 8.6.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun’la değiştirilmiş ve sulh ceza mah-
kemeleri kaldırılarak sulh ceza hâkimlikleri oluşturulmuştur. Sulh ceza mahke-
melerinin kaldırılması ile bu mahkemelerin görevleri asliye ceza mahkemelerine
devredilmiştir (Özbek Veli Özer, Doğan Koray, Bacaksız Pınar, Tepe İlker, Ceza
Muhakemesi Hukuku, 8.Baskı, Ankara 2015, s. 2016, s.119).
Yine bu husus 5320
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki
Kanun’a 6545 sayılı Kanun’la eklenen Geçici 6’ncı maddede; ‘(1) Bu maddenin yü-
rürlüğe girdiği tarihte sulh ceza mahkemeleri kaldırılmıştır. (2) Bu maddenin yü-
rürlüğe girdiği tarihten itibaren yirmi gün içinde sulh ceza hâkimlikleri kurulur.
(3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerinde görülmekte
olan dava dosyaları bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredilir….’
şeklinde açıklanmıştır. Bu nedenle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu m.27/1 hük-
münde bahsedilen ‘sulh ceza mahkemesi’ teriminden artık ’asliye ceza mahkeme-
si’ anlaşılmalıdır.
Kangal, s.317.