Previous Page  113 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 113 / 545 Next Page
Page Background

112

Askerî Ceza Hukukunda Yoklama Kaçağı, Bakaya, Saklı Suçu (ASCK m.63)

bu konuda bu suçun kabahat şeklinde düzenlendiği 1111 sayılı As-

kerlik Kanunu’nun m.89/1 ve 3’ncü fıkralarında

90

bazı hükümlere yer

verilmektedir. Bunlardan m.89/1’de özür kavramından bahsedilerek

bu konuda Kanun’un 47’nci maddesine atıfta bulunulurken, m.89/3’de

suçun failleri bakımından ertelemeden bahsedilerek, Kanun’un 35 ve

36’nc

ı

maddelerine atıfta bulunulmaktadır. Ancak Askerî Yargıtay

mazeret hallerinin sınırlı ve sayılı olmadığını içtihat ettiğinden baş-

ka bir takım hallerde yine mazeret nedeni olarak Mahkemece kabul

edilebilecektir.

91

Nitekim Askerî Yargıtay’ın bu konuda birçok kararına

rastlamak mümkündür.

92

Bu konuda söylenebilecek bir başka husus, yükümlünün yoklama-

ya katılmamakta ya da bakaya kalmaktaki mazeretini geciktiği her

sevk dönemi için belgelemesinin zorunlu olmasıdır. Örneğin fail 1 yıl

süresince bakaya kalmışsa, bu bir yıl içinde kaç sevk döneminde cel-

90

1111 sayılı Kanun’un 89/1 ve 3’ncü fıkraları şöyledir: ‘Sınıf ve tertibatı belirlen-

miş olanlardan yapılan bildirim veya duyuru üzerine birlikte sevk edilecekleri

emsallerinin sevk tarihinin son gününe kadar gelmeyen ve bu durumları 47nci

maddede yazılı özürlerinden ileri gelmediği belirlenenler ile sevk edildikten son-

ra askerliğini yapacağı kıtaya gitmeksizin kaçanlardan elde edilip de erteleme

hakkı bulunmayanlar derhal sevk olunurlar (f.1).Bakaya iken ertelemesi yapılmış

olanlar, ertelemelerinin bittiği tarihi takip eden ilk mesai günü sevk edilirler(f.3)’.

91

Ergül, s.22 .

92

‘Zamanın ekonomik koşullarına göre işsizliğin önemli ve Anayasaya göre Devletçe

giderilmesi gereken bir sorun olması göz önüne alındığında, bir insanın hayatında

bir işte çalışma ve buna bağlı olarak gelir sahibi olma son derece önemli bulun-

duğu için, As.C.K.’nun 63 üncü maddesinin tatbikatında, işe alınma hakkını veya

çalışmakta olduğu bir işi kaybetmeme ve benzeri sosyal kaygılar nedeniyle yapılan

davete icabet etmemenin “mazeret” olarak kabul edilebileceğin(i)’açıklamıştır (As.

Yrg.2.D., 04.04.2001, 269-264 E-K; As.Yrg.2.D., 28.02.2001, 194–193 E-K; As.Yrg.4.D.,

12.12.2000, 783–773 E-K; As.Yrg. 3. D., 22.05.2001, 418–413 E-K., Bal, s.63-5); ‘DMS.

sınav sonucunun beklenilmesi nedeniyle bir dönem bakaya kalınması mazeret

kabul edilmiştir’ (As.Yrg. Drl.Krl., 24.05.2001, 53–55 E-K; As.Yrg.2. D., 13.06.2001,

464–459 E-K., Bal, s.63-5); ‘Anayasamızın “Çalışma Hakkı ve Ödevi” başlıklı 49

uncu maddesinde: “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet çalışanların hayat

seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalış-

mayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için

gerekli tedbirleri alır....” hükmü getirilmiş olup, Günümüz ekonomik koşullarında

düzenli ve devamlı bir iş sahibi olmanın zorlukları ve önemi herkes tarafından

bilinen bir gerçektir. Bir kurumda iş sahibi olan, işyerinin kendi içindeki koşulları

itibarı ile işini kaybetmemek durumunda kalacağı için, askere sevki hususunda

yapılan davete icabet edemeyip bir süre gecikerek teslim olan sanığa yüklenen ba-

kaya suçunun mazeret unsuru yönünden oluşmadığının kabul edilmesi gerekir’

(As.Yrg. Drl. Krl., 24.05.2001, 53-55 E-K., Bal, s.63-19); ‘Kamu görevlisi olan yüküm-

lünün, sevk döneminde, görevinin gereği olan bir meşguliyet içinde olması(nın)

askerlik hizmetine tercih edilebilecek bir hâl olarak değerlendirileme(yeceğine)’

(As.Yar.DK.

, 27.06.2002, 2002/50-55 E-K., As.Yar. Der., S.15, Y.2003, s.207-208).