Dergi 128

113

TBB Dergisi 2017 (128)

Gökhan Yaşar DURAN

be icabet etmesi gerekiyorsa, her sevk dönemi için ayrı ayrı mazereti

olduğunu belgelemesi gerekecektir. Nitekim bu husus Askerî Yargıtay

İçtihadı Birleştirme Kurulu (İBK)’ nun 20.3.1992 tarih ve 1992/1-3 Esas

Kararında da açıklanmıştır.

Şimdi 1111 sayılı Kanun’un 47, 35, 26’ncı maddelerinde yer verilen

mazeret nedenleri incelenecektir.

b. 1111 sayılı Kanun’un 47’nci Maddesi

1111 sayılı Kanun’un 47’nci maddesinin 31.3.2011 tarih ve 6217 sa-

yılı Kanun’la değişik 1’nci fıkrası

şöyledir:

‘Askere sevk için çağrıldıkları halde;

a) Kendisinin tutukluluğu veya hükümlülüğü ya da herhangi bir resmi

sağlık kurumu raporuyla belgelendirilmiş istirahat gerektiren hastalığı,

b) Ana, baba, eş, kardeş veya çocuğunun resmi sağlık kurumu heyet ra-

poruyla belgelendirilmiş hayati tehlike içinde olduklarını gösteren hastalığı,

c) Sevkten önceki veya sonraki onbeş

gün içinde ikinci derece dâhil

kan veya kayın hısımlarından birinin ölümü,

d) Sevkten önceki veya sonraki onbeş

gün içinde kendisi veya ikinci

derece

dâhil kan veya kayın hısımlarından birinin evlenmesi,

e) Sevkten önceki veya sonraki iki ay içinde çocuğunun doğması,

nedeniyle askerlik şubesine gelemeyecek olanlar, bu mazeretlerini

kanıtlayan belgeleri askerlik şubesinde bulundururlar. Bunlar hakkın-

da bakaya işlemi yapılmaz. Bu mazeretler dışındaki nedenlerle sev-

kin son gününe kadar askerlik şubesine gelmeyenler ile gelip de sevk

evrakını alanlardan, kendilerine verilen yol süresi sonunda birliğine

katılmayanlar, bakaya olarak kabul edilirler.

Tabi oldukları celp döneminde silâh altına alınacakları bildirilmiş

olan yedek subay aday adaylarından, sevk öncesi hazırlık işlemlerini

yaptırmak maksadıyla belirlenen tarihlerde yurt içinde askerlik şube-

Askerî Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu(İBK)’nun 20.3.1992 tarih ve 1992/1-3

Esas Kararı şöyledir: ‘Askerliğine karar aldırmış bulunan yedek subay adayları-

nın kendilerine duyurulan sevk gününde gelmeyip müteakip sevk döneminde

başvurmaları ve ilk sevk dönemi için özürlerini belgeleyen tabip raporu ibraz et-

melerine karşılık sonraki dönemler için herhangi bir rapor veya benzeri özürleri

olmaması halinde sonraki sevk dönemleri için bakaya durumuna düşmüş sayıla-

caklarına karar verilmiştir’ (Ergül, s.30)