

152
İstinaf Kanun Yolunda Bozmanın Sirayeti Sorunu
325’e göre, son kararın cezanın uygulanmasındaki aykırılıktan dola-
yı bozulmuş olması ve bozulan hususların temyize başvurmayanlara
da uygulanabilir olması, bozmanın sirayetinin diğer şartlarıydı. CMK
ise 306. maddesinde, bozmanın sirayet etmesi için sanık lehine bozu-
lan hususların diğer sanıklara da uygulanabilir olmasını aramakta-
dır. CMUK ve CMK hükümleri arasındaki temel fark ise CMK’nın,
CMUK’un aksine kararın, cezanın uygulanmasındaki; yani ceza ka-
nunlarının uygulanmasındaki aykırılıktan
11
dolayı bozulmasını ara-
mamış olmasıdır.
12
Buna göre artık, bir muhakeme normuna aykırılık
nedeniyle sanık lehine bozma kararı verilmesi halinde de, bu hususun
diğer sanıklara da uygulanabilir olması şartıyla, bozma sirayet ede-
cektir. Örneğin; sanıklara son söz verilmeden bitirilen bir yargılama
sonucu verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusu, bölge adliye
mahkemesince reddedildikten sonra veya bölge adliye mahkemesi-
nin duruşma açarak yeni bir hüküm verdiği bir yargılamada, hazır
bulunan sanıklara son sözün verilmemesi halinde, sanıklardan biri
tarafından temyiz kanun yoluna başvurulduğunda, Yargıtay ceza da-
iresinin savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle vereceği bozma
kararından temyiz etmeyen diğer sanıklar da yararlanacak ve onlar
hakkında verilmiş olan hüküm de bozulmuş olacaktır. Temyiz başvu-
rusunda bulunmayanlar bakımından hükmün kesinleşerek infazına
başlanmış olması halinde dahi, bozma sirayet edecektir.
13
temyiz başvurusunda bulunmamış sanıklarca temyiz edilebileceği belirtilmek-
tedir. Meyer-Goßner, Lutz - Schmitt, Bertram, Strafprozessordnung, Auflage 58,
C.H. Beck, München 2015, s. 1460.
11
CMUK madde 325’te yer alan, “Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet
edilmesinden dolayı…” hükmüyle, bozmanın sirayeti için ceza kanunlarının yan-
lış uygulanmasının arandığı, ancak bozma nedeni muhakeme hukukuna aykırılık
olduğunda, bozmanın sirayet etmeyeceği belirtilmekteydi. Kunter, s. 1101; Toros-
lu - Feyzioğlu, s. 420; Yurtcan, s. 488; Kantar, s 86.
12
1.12.2004 tarihli Adalet Komisyonu Raporu’nda, tasarının ilk halinde korunan
“Cezanın belirlenmesinde hukuka aykırılıktan dolayı” ibaresinin hükmün uy-
gulama alanını daralttığı için metinden çıkarıldığı belirtilmiştir (https://www.
tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss698m.htm).
13
Hükmün infazına başlanmasının ve hükümlü sıfatının kazanılmasından sonra
tekrar infazın durdurulması ve sanık sıfatına dönülmesi şeklindeki kargaşanın
önlenmesi için, bozmanın değil temyiz başvurusunun sirayet etmesi gerektiği ileri
sürülmüştür. Erem, s. 7; Tosun, s. 228; Öztürk – Tezcan - Erdem vd. s. 655. Ancak
temyiz başvurusunun sirayet ettiği kabul edilirse, örneğin; sadece temyize baş-
vuran sanık bakımından söz konusu olan bir hukuka aykırılık durumunda dahi,
başvurma iradesi olmayan sanıklar hakkındaki hükümlerin de kanun yolu ince-
lemesine tabi kılınması gibi bir sonuç çıkacak ve bağlantılı davalarda adeta bir