Previous Page  152 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 152 / 545 Next Page
Page Background

151

TBB Dergisi 2017 (128)

Yaprak ÖNTAN

vuran veya lehine olarak temyize başvurulan

9

sanık hakkındaki son

kararın sanık lehine bozulmuş olması ve doktrindeki bir görüşe ve

uygulamaya göre bu bozma kararına uyulmasıdır.

10

CMUK madde

9

Hükmün yalnızca sanıklardan birinin temyiz başvurusunda bulunması halinde

değil, Cumhuriyet savcısının sanıklardan biri lehine temyiz başvurusunda bulun-

ması durumunda da uygulanması gerekir. Erem, s. 7; Kantar, s. 86.

10

“Ceza Genel Kurulu’nun yerleşmiş yargısal kararlarında da vurgulandığı üzere,

hükmü temyiz etmeyen sanığın, sirayet nedeniyle bozma kararının sonucundan

yararlanabilmesi için öncelikle bozma kararına uyulması ve cezanın uygulan-

masında önceki hükmü temyiz eden diğer sanık lehine yeni bir karar verilmesi

zorunludur. Ancak o zaman lehe olan bozma kararı, adaleti sağlamak amacıyla

hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilecektir. Aksi takdirde temyiz davası

açan sanık için kabul edilmeyen bir bozma nedeninin, yasa yoluna başvurmayan

sanık lehine kabulü gibi bir sonuca ulaşılacaktır. Bu sonuç ise, temyiz eden sanığın

aleyhine, temyiz etmeyen sanığın lehine olup, eşitlik ilkesine aykırı olarak çelişkili

bir uygulamaya neden olacağından sirayet kurumunun amacına aykırıdır. Somut

olayda yerel mahkemece direnme kararı verildiğinden, bozma kararının diğer sa-

nıklara sirayeti olanaksız olup…” YCGK, T. 26.01.2010, E. 2009/7-260, K. 2010/2

(www.kazanci.com

). Aynı yönde bkz. YCGK, T. 08.04.2014, E. 2013/14-794, K.

2014/177

(www.kazanci.com)

. Bir diğer ifadeyle, hükmü temyiz etmemiş olan

sanıklarca, bozma kararı üzerine verilen direnme kararına karşı temyiz başvuru-

sunda bulunulması mümkün olmamaktadır. Yener Ünver - Hakan Hakeri, Ceza

Muhakemesi Hukuku, B. 12, Adalet Yay., Ankara 2016, s. 825-826.

Hatta temyiz başvurusunda bulunmayan sanığın, bozma kararına uyulması so-

nucu verilen yeni ve lehe hükümden yararlansa da bu hükme karşı kanun yoluna

başvurmasının mümkün olmadığı da savunulmaktadır. Kunter, s. 1102. “Mahke-

mece verilen 5.10.2010 tarih ve 2010/217-360 E.-K sayılı ilk hükmün atandığından

haberi bulunan suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından süresi içerisinde tem-

yiz edilmediği, sirayet sebebiyle bozma sonrası verilen hükmü de suça sürükle-

nen çocuğun temyiz etme hakkı hukuken mümkün olmadığından…” Y. 13. CD.,

T. 7.6.2016, E. 2015/10333, K. 2016/10553

(www.kazanci.com

). Ancak bu görüşe

katılmak mümkün değildir. Hükümde böyle bir sınırlama yer almadığından, tem-

yize başvurmuş olan sanığa tanınan tüm haklardan diğer sanıkların da yararlan-

ması gerekir. Toroslu - Feyzioğlu, s. 376-377. Nitekim 13. Ceza Dairesi’nin verdiği

kararın karşı oy yazısında; “5320 sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli

Hakkında Kanun›a eklenen geçici ( ya da 1412 Sayılı CMUK›un 305 /son madde-

sinde ) maddesinde belirtilen istisnalar dışında, bütün nihai kararlar yani hüküm-

ler temyiz kanun yolu denetimine tâbidir. İstisna kapsamında kalan hükümler ise;

kesindir. Önceki hüküm suça sürüklenen çocuk ... müdafii tarafından süresi içeri-

sinde temyiz edilmemiş ise de, suça sürüklenen çocuk ...’ın 1412 sayılı CMUK’un

325. maddesi uyarınca sirayet sonrası ele alınan dava dosyasında aleyhine olarak

verilen hükmü temyiz edemeyeceğine dair çoğunluk görüşü, İHAS›ın 6., 7 No.’lu

Ek Protokol’ün 2. ve 5320 Sayılı CMK’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında

Kanun’a eklenen geçici (ya da 1412 sayılı CMUK’un 305 /son) maddelerinin amir

hükümleri ile “istisnaların genişletici yoruma tabi tutulamaması” ilkesi uyarın-

ca kabule şayan değildir..” denmiştir. Y. 13. CD., T. 7.6.2016, E. 2015/10333, K.

2016/10553

(www.kazanci.com

).

Bu konuda en iyi çözümün kanun koyucunun varolan yasal boşluğu doldurması

olduğu şeklindeki görüş için bkz. Öztürk – Tezcan - Erdem vd., s. 656.

Alman hukukunda bozmanın sirayetinden sonra verilen yeni hükmün daha önce