

174
KKTC İdari Yargısında İstinafa Genel Bir Bakış
ötürü zarara uğrayan kişiler, idareye karşı adli yargıda tazminat da-
vası açabilmektedirler.
15
Türkiye Cumhuriyeti’nden farklı olarak ida-
ri eylem ve idari sözleşmeler de idari yargının görev alanı içerisinde
yer almamıştır. İdari eylemlerin idari yargı görev alanı içerisinde sa-
yılmamış olmasının nedeni idari eylemlerden doğan tazminat dava-
larının anayasa koyucu tarafından adli yargının görevleri arasında
sayılmış olmasından kaynaklanmaktadır. YİM’in verebileceği karar-
ların sayıldığı Anayasa’nın 152. maddesinde idari sözleşmelere yer
verilmediği için de bunların YİM’in değil adli yargının görev alanına
girdiği ileri sürülmektedir.
16
Ancak, idari idari sözleşmelerden ayrı-
labilir nitelikte olan idari işlemlerin idari yargıda dava konusu edil-
mesinin önünde herhangi bir engel olmadığını da ayrıca belirtmekte
fayda vardır.
II. Kıbrıs’ta İstinafın Gelişim Süreci (Tarihçe)
Yetmiş seneye yakın süredir istinaf müessesenin var olduğu
Kıbrıs’ta, mevcut istinaf sisteminin tam manasıyla anlaşılabilmesi için
bu kanun yolunun kısaca gelişimine bakmanın faydalı olacağı muhak-
kaktır. Kıbrıs’ta 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti öncesi yani Birleşik Krallık
döneminde yürürlükle bulunan Fasıl 8 Adalet Mahkemeleri Yasası’nın
28. maddesine göre, ilk mahkemenin vermiş olduğu kararlara karşı
istinaf, mahkeme başkanına yapılmaktaydı. İlk derece mahkemesince
verilmiş olan kararla ilgili olayda kanuni bir nokta yok ise ve davanın
konusu iki Kıbrıs Lirasını aşmıyor ise, mahkemenin verdiği kararlar
15
Çalışmanın konusu doğrudan bu konu olmadığı için genel bir bilgi vermek anlaşı-
lırlık bakımından faydalı olacaktır. İdari işlem ve idari ihmalden kaynaklanan taz-
minat taleplerinde, zarara uğrayan kişilerin öncelikle söz konusu işlemin yahut
ihmalin ortadan kaldırılması için idari yargıda iptal ya da ihmalin sonlandırılması
davası açıp bunu kazanmış olmaları; bunun üzerine idareye başvurarak zararları-
nı talep etmeleri, bu isteklerinin ret edilmesi durumunda ise adli yargıda idareye
karşı tazminat davası açmaları gerekmektedir. Bkz.; Yargıtay’ın 23.12.1986 tarih-
li, Birleştirilmiş Yargıtay/Hukuk 103/85 ve 104/85 (Dava No.503/82; Lefkoşa,
D.35/86, s.4
(www.mahkemeler.net,erişim tarihi 07.10.2016); YİM’in 6.3.2009
tarihli, 355/04, D.7/09,
www.mahkemeler.net, erişim tarihi 09.10.2016) Zarar bir
idari eylemden gerçekleşmiş ise bu durumda, zarara uğradığını iddia eden kişi
doğrudan doğruya idareye karşı adli yargıda tazminat davası açabilmektedir.
Bkz.; Yargıtay’ın 16.7.1987 tarihli, Yargıtay/Hukuk 22/87, D.16/87 sayılı kararı,
www.mahkemeler.net, erişim tarihi 09.10.2016.
16
Erhürman, s.57.