

408
(Marksist Kuram Açısından) Kapitalist Düzende Ücret ve Kuramın Görüşlerinin ...
lunmaktadır. Mühendis, teknisyen, satış görevlisi, bilgisayarcı, deği-
şik hizmetlerde çalışanlar gibi bu kategoriye mensup kimseler emek
güçlerini kapitaliste satmaktadırlar. Bu kimselerin çalışma saatleri de
“çalışma” (work) ve “artı” (surplus) emek olarak bölümlenebilmekte,
işleri “üretken” (productive) bir nitelik taşımakta ve kapitalist için bir
kâr kaynağı oluşturmaktadır. Kural olarak onların gelirleri de işçilerin
gelirinden daha fazla olmamaktadır.
146
Kapitalist ülkelerde endüstri proletaryası tanımına girmeyen işçi
sınıfının çekirdek bir kadrosunu oluşturan kesim proletarya olmasa
da çalışanların ezici çoğunluk bir kısmı “proletarya” tanımına gir-
mektedir. Bu çekirdek kesim kapitalistlerin fabrika ve tekellerinde üst
düzeyde çalışmakta veya burjuva devletin siyasi ve askeri siyasi işlev-
lerinde hizmet görmektedirler. Bu kesimin doğal olarak “proletarya”
olarak kabul edilemeyeceği ortadadır. Yapılan bu açıklamalardan, be-
lirli bir sınıfın “sosyal rolü”nün çalışanın nesnel sosyo-ekonomik sta-
tüsüne bağlı olması yanında statüsünün ve sonucundan doğan sosyal
görevinin bilincine bağlı olduğu da açıkça anlaşılmaktadır.
147
Türkiye hızla kapitalistleşme yolunda olduğu için burjuvanın şir-
ket veya fabrikalarında yönetici özellikle üst düzey yönetici olarak ça-
lışan çok az sayıda kesimin yüksek ücret aldığı doğrudur. Ancak bu
kesim “proletarya” değil “burjuva” niteliğinde olduğundan, Marksist-
lerin kapitalist düzende işçinin aldığı ücretin sefalet ücreti olduğu sa-
vının doğruluğuna halel gelmez. Üstelik bu kişilerin sayısı neredeyse
bir elin parmaklarının toplamını da geçmemektedir. Türkiye’de asgari
ücretin bu kadar düşük olmasının siyasal bir boyutu da bulunmak-
tadır. Gerçekten de yukarıda yapılan açıklamaların satır aralarından
kolaylıkla okunabileceği üzere katıksız liberal veya kapitalist düzen
“ahlaksız” (sans éthique) bir rejimdir. Böyle bir rejimde herkesin insan
haysiyetine uygun asgari bir ücret alabilmesi olanaksız değilse bile ol-
dukça güçtür. Çünkü böyle bir durum kapitalist dizgenin işleyiş man-
tığına aykırılık oluşturur. Ülkede de özellikle 1980’li yıllardan itibaren
uygulanan neo-liberal veya kapitalist politikalar sonucu asgari ücret
tam anlamıyla bir sefalet ücretine dönüşmüştür. Bu bağlamda neo-li-
146
Mbengo, s. 40-41.
147
Mbengo, s. 41.