

532
Yargı Kararları, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kararları ve İlgili Mevzuat Perspektifinde ...
masını, bu sorumluluktan doğan davaların da adli yargı mercilerinde
görülmesini zorunlu kılmaktadır (Söyler, 2010: 565).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.01.2013 gün ve E: 2012/4-
729, K: 2013/163 sayılı kararıyla kişisel kusur nedeniyle kamu görevlisi
aleyhine adli yargıda dava açılması neredeyse imkânsız hale gelmiş-
tir. Söz konusu Kararda “Kamu görevlisinin, hizmet içinde veya hiz-
metle ilgili olmak üzere tutum ve davranışının suç oluşturması ya da
hizmeti yürütürken ağır kusur işlemesi veya düşmanlık, siyasal kin
gibi kötü niyetle bir kişiye zarar vermesi halinde dahi bu durum, aynı
zamanda yönetimin gözetim ve iyi eleman seçme yükümlülüğünü ye-
rine getirmemesi nedeniyle hizmet kusuru da sayılmalı ve bu nedenle
açılacak dava idareye yöneltilmelidir. Ayrıca kişilerin uğradığı zararla,
zarara sebebiyet veren kamu personelinin yürüttüğü görev arasında
herhangi bir ilişki kurulabiliyorsa, ortada görevle ilgili bir durum var
demektir ve bu tür davranışlar kasten veya ihmalen işlenmesine bakıl-
maksızın, kamu personelinin hizmetten ayrılamayan kişisel kusurları
olarak ortaya çıkmakta ve bu husus, 657 sayılı Yasanın 13’üncü mad-
desindeki ibaresinde ifadesini bulmaktadır. Hizmetten ayrılabilen ki-
şisel kusur ise kamu hizmeti ile ilgisi olmayan kamu görevlisinin özel
hayatı ile tamamen özel tutum ve davranışlarından kaynaklanan bir
kusurdur.” ifadelerine yer verildiği görülmüştür.
13
Hukuk Genel Kurulu’nun bu konuda önceki içtihatlarından
14
dön-
düğünü ifade etmek yerinde olacaktır. Örneğin Hukuk Genel Kurulu,
17.10.2007 gün ve E. 2007/4–640, K. 2007/725 sayılı kararında, “yanlış
tedaviye” ilişkin olarak açılan tazminat davasında “kişisel kusura
dayanıldığından işin esasının incelenmesi” gerektiğine karar vermiş-
13
“Memur ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu davrandık-
larından bahisle haklı ya da haksız olarak yargı mercileri önüne çıkarılmasını ön-
lemek, kamu hizmetinin sekteye uğratılmadan yürütülmesini sağlamak ve aynı
zamanda zarara uğrayan kişi yönünden de memur veya diğer kamu görevlisine
oranla ödeme gücü daha yüksek olan devlet gibi bir sorumluyu muhatap kılarak
kamu düzenini korumak” saikiyle alınan bu kararın kamu görevlilerini kalın bir
zırh arkasına aldığını ifade etmek gerekmektedir. Kamu görevlilerine sağlanan
bu güvence nedeniyle kamu görevlileri her nasıl olsa doğrudan sorumlu tutula-
mayacakları ve rücu mekanizması da sağlıklı işlemediği için, kamu hizmetlerinin
yürütülmesinde kişileri zarara uğratmamak için gerekli özen ve dikkati gösterme-
yebileceklerini söylemek mümkündür (Söyler, 2010: 565).
14
Örnek olarak Hukuk Genel Kurulu’nun 15.11.2000 gün ve E:2001/4-1650,
K:2000/1690 sayılı, 26.09.2001 gün ve E: 2001/4-595, K:2001/643 sayılı, 31.10.2007
gün ve E:2007/4-800, K:2007/797 sayılı ilamlarına bakılabilir.