Previous Page  229 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 229 / 457 Next Page
Page Background

228

Riskli Alan İlanı ve Hukuki Sonuçları

genelinde kamu düzeni olağan hayatı kesintiye uğratacak şekilde bo-

zulmuştur.

Diğer taraftan, ülke genelinde çok fazla imar mevzuatına aykırı

yapılaşma söz konusudur. Bu durumda, mevzuata göre, Bakanlar Ku-

rulu planlama veya altyapı hizmetlerinin yetersiz olduğu veya imar

mevzuatına aykırı yapılaşmanın bulunduğu her yeri riskli alan ilan

edebilir.

Yine “üzerindeki toplam yapının %65’nin mevzuata aykırı” olma

kriteri de keyfi uygulamaya müsait bir düzenlemedir. Çünkü mevzu-

ata aykırı olan her yapı riskli yapı değildir. Uygulamadan biliyoruz

ki, birçok yapı mevzuata aykırı olmasına rağmen can ve mal güven-

liği açısından son derece sağlam yapılardır. Elbette mevzuata aykırı

yapılara kanunda öngörülen yaptırımlar uygulanmalıdır. Ancak, bu

yaptırımlar riskli oldukları için değil, mevzuata aykırı oldukları için

uygulanır. Örneğin, ruhsat alınmadan yapılmış bir bina mühendis-

lik olarak pek ala sağlam olabilir. İmar hukukunda kaçak yapı olarak

tanımlanan bu yapılar, mevzuata aykırı olduğu için idari para cezası

ve/veya yıkım yaptırıma tabi olabilir; failleri hürriyeti bağlayıcı ceza

ile cezalandırılabilir. Fakat bu yapıya 6306 sayılı Kanun’un riskli yapı

hükümleri uygulanamaz. Uygulanırsa hukuka aykırı olur. Bu tür hu-

kuka aykırılığa İdare Hukukunda usul saptırması denir.

Sonuç olarak, yapılan yeni düzenlemeyle riskli alan ilan etme ko-

nusunda Bakanlar Kuruluna geniş takdir yetkisi verilmiştir. Bir yerin

riskli alan ilan edilmesinde genel kamu düzeni kriteri veya mevzua-

ta aykırılık kriterinin tek başına yeterli görülmesi mülkiyet hakkının

ölçüsüz biçimde kısıtlanmasına neden olur. Bu kriterlerin riskli yapı

kriteri ile birlikte değerlendirilmesinde yarar vardır.

4. Riskli Alanlarda Tasarrufların Kısıtlanması

Bakanlık veya uygulamayı yürütmesi hâlinde TOKİ veya idare,

riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda bu Kanun kapsamındaki

proje ve uygulamalar süresince her türlü imar ve yapılaşma işlemleri-

ni geçici olarak durdurabilir.

Kanunun ilk halinde geçici durdurmadan söz edilmiş olmasına

karşın, bunun süresi konusunda bir düzenleme yoktu. Dolayısıyla