Previous Page  335 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 335 / 457 Next Page
Page Background

334

Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu Kararları Işığında Ahlaki Aktivist Avukat Yaklaşımı

ye ayırıp, “avukat her iki halde farklı görev ve sorumluluk yönelik” de-

mek Avukatlık Yasası ve TBB Meslek İlkelerini bir kenara itip, alınan

ücrete göre savunma yapılabilir anlayışını doğurur. Böyle bir anlayış

ne avukatlığın kutsallığı, ne de bağımsızlığı ilkeleri ile bağdaşır, sonuç

olarak da “savunma hakkının kısıtlanması”na, “adil yargılanma hak-

kı” ilkelerinin ihlalline neden olur.

AİHM’nin Artico/İtalya davası ve birçok kararda bildirdiği üze-

re “…Sözleşme hakları, teorik veya sanal olarak değil, ancak pratik

ve etkili bir biçimde güvence altına almayı amaçlamıştır. Bu durum,

demokratik bir toplumda öncelikli olarak yer verilen adil yargılan-

ma hakkının kapsamındaki savunma hakları bakımından özellikle

geçerlidir. Sözleşmenin 6. maddesinin 3/c bendi “atama”dan değil,

“yardım”dan söz etmektedir. Yalnızca avukat atanması yardımı etkili

kılmaya yeterli değildir” gerekçesi ile atanan müdafiinin görevini ek-

siksiz yerine getirerek savunma hakkının kısıtlanmasına neden olun-

maması için görevin etkinlikle yerine getirilmesi gerektiğini özellikle

vurgulamaktadır.

Avukat “takdir mahkemenin” diyor, görev gereklerini yerine

getirmiyorsa sadece atanmış, asıl olan yardım görevi yapılmamış

olur. Avukatın öncelikli görevi Mahkemelerin işini “takdir mahke-

menin” diyerek kolaylaştırmak değil, adil yargılanma hakkının tüm

kurum ve kurallarla işlerlik kazanmasını sağlamak, yaşama geçir-

mek olmalıdır.

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, özel-

likle insan haklarının yaşama geçirilmesinde duyarlı, ısrarcı olmak,

kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle

davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçın-

mak zorundadır.”

Yukarıdaki karar, avukatın görevinin müvekkilini korumanın

ötesinde; hukuk devleti açısından adil yargılanma hakkının işlerlik

kazanması bakımından da önemli olduğunun altını çiziyor. Bu yorum,

avukatlığın sadece tarafgir bir biçimde müvekkilin menfaatini koru-

mak için değil; ahlaki aktivist bir pratiğe uygunluk doğrultusunda in-

san hakları ve adaletin harekete geçirilmesi adına yürütülmesi gerek-