Previous Page  332 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 332 / 457 Next Page
Page Background

331

TBB Dergisi 2017 (130)

Nadire ÖZDEMİR

geliştirildiği için eleştiri noktası avukatlık mesleğinin özüne ve avu-

katlık pratiğinin amacının ne olduğuna dikkat çeker. Yukarıda temel-

lerini ortaya koymaya çalıştığım ahlaki aktivizm yaklaşımını Türkiye

Barolar Birliği’nin çeşitli disiplin kararları kapsamında daha ayrıntılı

değerlendirmek istiyorum. Böylece hem teorik bir meslek etiği yak-

laşımının pratikteki bir olayı yorumlamada nasıl kullanılabileceğini

göstermiş olmayı hem de anlatımda soyut kalan noktaları somut olay

çerçevesinde daha iyi betimlemiş olmayı amaçlıyorum.

II. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu Kararlarında Ahlaki

Aktivist Avukatlık Pratiğinin İzleri

Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararlarından kimi örnek-

leri ahlaki aktivizm yaklaşımı kapsamında yorumlamak mümkün.

Ayrıca, söz konusu Disiplin Kurulu kararlarının gerekçelerinde ahlaki

aktivizm teorisinin izlerine rastlamak da mümkün. Bu başlık altında,

yukarıda kısaca tarihsel gelişimini ve temel özelliklerini anlattığım

teoriyi somut olaylar kapsamında yorumlayarak daha iyi ortaya koy-

mayı amaçlıyorum. Öncelikle Disiplin Kurulu’nun kimi kararlarında

belirgin olarak çizdiği avukatlık pratiğinin hangi meslek etiği anlayı-

şı ve avukat modeliyle uyuştuğunu tartışacağım. Sonra da temel bir

meslek kuralı olan sır tutma ilkesi kapsamındaki bir olayı ahlaki akti-

vist yaklaşımla ele alacağım.

A. Ahlak Merkezli Bir Meslek Etiği Yaklaşımında Avukatlık

Pratiği

Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararlarının çoğunda sa-

dece yazılı kurallara şeklen uymanın mesleki özeni ve güveni göster-

mekte yeterli olmadığını belirten bir meslek etiği yaklaşımının sergi-

lendiğini söyleyebiliriz. Özellikle Avukatlık Kanununda ve Meslek

Kurallarında geçen “özen”, “doğruluk” veya “meslek onuru” gibi kav-

ramların içini doldururken etik değerlere ister istemez atıf yapılmak-

tadır. Bu tutum, meslek etiğine hukuk merkezli bir tanım getirmekten

ziyade ahlak merkezli yaklaşıldığının bir göstergesi olarak yorumla-

nabilir.