

435
TBB Dergisi 2017 (130)
Uğur BAYILLIOĞLU
yapıların, BMDHS’nin 121/1. maddesinde yer alan hukuken ada tanı-
mının şartlarını karşıladığını kabul etmiştir. Bu aşamada, şu hayati
soru gündeme gelmektedir. Acaba hukuken ada şartlarını karşılayan
söz konusu med yükseklikleri, BMDHS’nin 121/2. maddesine göre di-
ğer kara parçaları ile aynı haklara sahip, “tam yetkili adalar” mıdır?
Yoksa bunlar, BMDHS’nin 121/3. maddesine göre insan oturmasına el-
verişli olmayan ve kendilerine has bir ekonomik yaşamı bulunmayan
ve dolayısıyla münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı haklarına
sahip olmayan “kaya” statüsünde midir?
B) BMDHS’nin 121/3. maddesinin Şartları ve Modifikasyonun
Etkisi(zliği):
a) Genel Tespitler:
Hakemlik Mahkemesi kararının bundan sonraki bölümü, bu so-
runun cevabı üzerinedir. Bu cevap verme faaliyeti, tarihte ilk defa bir
uluslararası yargı yerinin, çeşitli coğrafi formasyonların ada mı yoksa
kaya mı olduğu yönünde değerlendirmeler ortaya koymasını sağla-
mıştır. Nitekim Hakemlik Mahkemesi de kararın bu bölümünün öne-
mini ifade etmiştir. Gerçekten de Hakemlik Mahkemesi, BMDHS’nin
121. maddesinin daha önce uluslararası yargı yerlerinin esaslı değer-
lendirmelerine konu olmadığını ve bu çerçevede önünde bulunan
uyuşmazlıkta temel nokta olan söz konusu maddenin 3. paragrafının,
açıkça ortaya konmamış olduğunu belirtmiştir.
34
Demek ki Hakemlik
Mahkemesi ilk defa bu konuda esaslı ve açık değerlendirmeler yap-
ma niyetindedir ve aşağıda görüleceği üzerinde bu tarihi görevden
kaçmamıştır. Biz de burada, BMDHS’nin 121/3. maddesinde yer alan
şartlar bağlamında, söz konusu tarihi kararın bu bölümünde yapılan
bazı tespitleri aktarıp, bu tespitlerin sağladığı korumaya ilişkin değer-
lendirmeler yapacağız.
Hakemlik Mahkemesi’nin bu açıdan yaptığı önemli tespit, as-
lında cezir yükseklikleri bağlamında daha önce yaptığı ve yukarıda
belirtilen tespitleri ile paraleldir. Bu noktada Hakemlik Mahkemesi,
insan eliyle yapılan modifikasyonun, adasal yapının statüsü üzerin-
deki etkisizliğinin altını yeniden çizmiştir. Gerçekten de Hakemlik
Mahkemesi, insani çabaların, bir cezir yüksekliği veya deniz yata-
34
‘The South China Sea Arbitration Award’ , para, 474.