

431
TBB Dergisi 2017 (130)
Uğur BAYILLIOĞLU
zaten açık olan bu hususa, bir yargı kararıyla açıklık getirmiştir ve bu
açıdan tespit önemsiz değildir. Yine BMDHS’nin 121/3. maddesi çer-
çevesinde kaya olarak değerlendirilen bir med yüksekliğinin de aynı
şekilde münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı hakkı olmadığını
yeniden vurgulamıştır. Böylece karasuları dışında kalan cezir yüksek-
likleri ile kayaların, deniz yetki alanlarına sahip olmama bakımından
aynı rejime tabi olduklarını vurgulamış olmaktadır. Fakat Hakemlik
Mahkemesi’nin bu tespitleri, BMDHS paradigmasında mevcut olan,
karasuları içinde kalan bir cezir yüksekliğinin, münhasır ekonomik
bölge ve kıta sahanlığı sınırlandırmasında, özellikle bu alanların iç sı-
nırlarının tespiti konusunda başlangıç noktası olarak nazara alınması
nedeniyle etkili olabilecekken, sürekli su üstünde bulunan kayaların,
hem münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı başlangıç noktası
olarak kabul edilmemesi hem de sınırlandırmadaki etkilerinin açık
olmaması nedeniyle ortaya çıkan tutarsızlığı yeniden gündeme getir-
miştir.
20
Kararın bu bölümüne ilişkin değinilmesi gereken ikinci nokta,
Hakemlik Mahkemesi’nin, BMDHS’nin 13 ve 121. maddelerde yer alan
med zamanının, yani suların yükseldiği zamanın anlamına ilişkin de-
ğerlendirmeleridir. Bu amaçla Hakemlik Mahkemesi, söz konusu ada-
sal yapıların dikey yüksekliklerinde hangi referans noktasının esas
alınacağına ilişkin tespitler yapmıştır. Yani Hakemlik Mahkemesi,
sular yükseldiği zaman, yani med zamanı, söz konusu adasal yapı-
nın suyun altında mı yoksa üstünde mi bulunduğunun hangi referans
noktası esas alınarak tespit edilebileceğini sorgulamıştır. Bu bağlam-
da Hakemlik Mahkemesi, öncelikle med zamanı suların yükselmesi-
nin teknik bir terim olmadığını buna karşın, potansiyel olarak birçok
farklı teknik açıklamalara, ölçülere ve su seviyelerine konu olabilece-
ğini belirtmiştir.
21
Hakemlik Mahkemesi’nin med zamanını teknik bir
terim olmadığı yönündeki tespitinden kastı, bunun hukuki bir terim
olmadığıdır ki bir sonraki paragrafta bu husus açıkça görülmektedir.
Gerçekten de Hakemlik Mahkemesi, BMDHS ve örf ve adet hukukun-
da, cezir yükseklikleri ve adalar bağlamında herhangi bir su üstü re-
ferans noktası tayin edilmediğini vurgulamıştır.
22
Böylece Hakemlik
20
Söz konusu tutarsızlık için bkz: Özman, ‘Deniz Hukuku I’, s. 233.
21
‘The South China Sea Arbitration Award’, para, 310.
22
Ibid, para, 311.