

430
Güney Çin Denizi Tahkiminde Hakemlik Mahkemesi’nin İnsanlığın Ortak Mirası ...
ilk alt kategori olarak belirlediği “kaya” terimini, insan oturmasına
elverişli olmayan ve kendine has bir ekonomik yaşamı bulunmayan
ve dolayısıyla münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı hakları bu-
lunmayan med yükseklikleri için kullanmıştır. Hakemlik Mahkemesi,
med yüksekliği teriminin ikinci alt kategorisi olarak da kaya olma-
yan ve BMDHS’nin 121/2. maddesine göre diğer kara parçaları ile aynı
haklara sahip, “tam yetkili adalar” ifadesini benimsemiştir.
Hakemlik Mahkemesi, kullanacağı terminolojiye ilişkin bu tespi-
ti yaptıktan sonra ve işin esasına girmeden önce, sadece Filipinlerin
cezir yüksekliği olduğunu iddia ettiği adasal yapıların değil, başvu-
ruda yer alan tüm adasal yapıların med zamanı su altında kalıp kal-
madıklarını inceleyeceğini ve bunun BMDHS’nin Ek VII. kısmının 9.
maddesi çerçevesinde görevi olduğuna hükmetmiştir.
17
Akabinde söz
konusu adasal yapılara ilişkin fiziki özelliklere değinmiş ve bu konu-
daki Filipinler ve Çin’in tutumlarını aktarmıştır.
18
Ardından kendi
değerlendirmesini yapmıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Hakemlik
Mahkemesi’nin bu konudaki değerlendirmeleri üç önemli nokta üze-
rinde düğümlenmiştir.
Hakemlik Mahkemesi, ilk olarak, cezir yüksekliklerinin sahip ol-
dukları deniz alanlarına ilişkin bir konuya açıklık getirmiştir.
19
Yu-
karıda da değinildiği gibi BMDHS’nin 13/2. maddesine göre bir ce-
zir yüksekliği, eğer bağlı bulunduğu devletin anakara veya adasının
karasuları içinde bulunmuyorsa kendine has karasuları olamaz. Ha-
kemlik Mahkemesi, söz konusu maddenin açıkça, bir cezir yüksekli-
ğinin münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığına sahip olmadığını
belirtmediği tespitini yapmış ve fakat bunun Sözleşme’nin mahiyetin-
de mündemiç olduğu değerlendirmesini ifade etmiştir. Gerçekten de
Hakemlik Mahkemesi, bu sonucun, münhasır ekonomik bölge ve kıta
sahanlığının genişliklerinin, karasularının ölçülmeye başlandığı esas
hatlardan itibaren ölçüleceği yönündeki BMDHS’nin 57 ve 76. mad-
deleri hükümlerinden otomatik olarak çıktığını ve karasularına sahip
olmayan bir cezir yüksekliğinin
ipso facto
münhasır ekonomik bölge
ve kıta sahanlığına da sahip olmayacağını belirtmiştir. Böylece aslında
17
Ibid, para, 282.
18
Bkz: para, 284–302.
19
Bkz: Ibid, para, 308.