

57
TBB Dergisi 2017 (132)
Ahu KARAKURT EREN
Gürültü kirliliğinin bireysel sonuçları ise pek çok temel hakkın ih-
lali ile ilişkilendirilerek açıklanabilir. Örneğin gürültü kirliliğine doğ-
rudan maruz bırakılan, bu sebeple fizyolojik ve/veya psikolojik sağlığı
bozulan kişinin vücut bütünlüğünün ve dolayısıyla kişi dokunulmaz-
lığının ihlal edildiği, maddi ve manevi varlığının zarar gördüğü söy-
lenebilir. Yine doğrudan maruz kaldığı sürekli gürültü nedeniyle ko-
nutunda uyku, dinlenme gibi gündelik bireysel ve ailevi faaliyetlerini
sürdüremez hale gelen kişinin özel hayatına ve aile hayatına saygı
hakkının ihlal edildiği ifade edilebilir.
4
Gürültü kaynakları bütünüyle ortadan kaldırılamayacağından
etkilerini yukarıda kısaca özetlediğimiz bu ciddi çevre sorununun en
azından yarar- zarar dengesi gözetilerek kontrol altına alınması gere-
kir. Bu toplumsal ihtiyacın giderilmesinde hukukun da işlevi bulun-
duğu kuşkusuzdur. Nitekim hukukumuzda işaret ettiğimiz ihtiyaçla
ilişkilendirilebilecek düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak mevcut dü-
zenlemelere rağmen ülkemizde gürültü kirliliği varlığı inkâr edilemez
bir sorundur. Bu durum, gürültü ile ilgili yürürlükte bulunan hukuk
kurallarının tartışılmasını gerektirmektedir. Yaptığımız tespit TCK’nın
183. maddesinde düzenlenen gürültüye neden olma suçu özelinde de
tekrarlanabilir.
Gürültüye neden olma suçunun tartışılması gerekliliğini doğuran
bir diğer neden, ceza hukukunun ilkeleriyle bağlantılıdır. Ceza hu-
kukunun görevi, toplumsal düzenin ve barışın sağlanmasına katkıda
bulunmaktır. Ancak ceza hukukunun toplumsal düzene zarar ver-
me ihtimali olan her davranışı konu almaması da bir zorunluluktur.
Çünkü cezai yaptırımlar kişi özgürlüklerine en ağır oranda müdahale
içeren hukuki yaptırımlardır. Bu sebeple suç tanımlayan ceza hukuku
normları ancak kanunilik ve ikincillik ilkesi başta olmak üzere bazı
ilkelere uygun olarak düzenlenirlerse ceza hukukunun görevi açısın-
4
Nitekim gürültü kirliği sebebiyle insan hakkı ihlallerini konu alan başvurularda,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin başvuru ve/veya davaları Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin özel hayat ve ailenin korunması hakkını düzenleyen 8.
maddesi bakımından incelediği görülmektedir. Bu bağlamda Arrondelle/Birleşik
Krallık başvurusu, Powell ve Rayner/Birleşik Krallık davası, Hatton ve diğerleri/
Birleşik Krallık davası, Mileva ve Diğerler/Bulgaristan davası, Moreno Gomez/
İspanya davası ve Dees/Macaristan davasında verilen kararlar örnek gösterilebi-
lir. Bu tespit ve söz konusu kararlara ilişkin açıklamalar için bkz. Handan Yokuş
Sevük, “Gürültüye Neden Olma Suçu”,
MÜHFHAD Prof. Dr. Nur Centel’e Arma-
ğan Özel Sayı
, C.19, S.2, 2013, s.368 vd.