

440
Şirketlerde Ortaklık Payı Kazanılmasının Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Eşlerin ...
ve yargı kararları değerlendirildiğinde, Türk Hukukuna hakim yak-
laşımın, TMK m. 221 f. 2 doğrultusunda bir düzenleme yapılmamış-
sa, eşlerden birinin bir şirkette kişisel malı sayılan bir ortaklık payına
sahip olduğu hallerde, iç kaynaklardan sermaye artırımına gidilmesi
halinde oluşan bedelsiz payların statüsünün edinilmiş mal olduğudur.
Yine şunu da belirtmek gerekir ki, iç kaynaklardan yapılan ser-
maye artımı edinilmiş mallara katılma rejimi dışında da bir çok farklı
hukuki ilişki kapsamında uyuşmazlığa neden olabilmektedir.
69
neminde 01.01.2002-19.09.2009 tarihleri arasındaki, dönem net zararları mahsup
edildikten sonra şirketin sermayesi, geçmiş yıl kârları ile kâr yedekleri üzerinden
davalının pay oranı dikkate alınarak davacının katılma alacağı belirlenmiş ise de,
bahse konu dönem içerisinde her yıl için sermaye artırımı yapılıp yapılmadığı, kâr
payının sermayeye ilave edilip-edilmediği, şirket bilançosuna göre, dağıtıma esas
kârın mevcut bulunup-bulunmadığı,kâr payının yatırıma dönüştürülüp-dönüş-
türülmediği, sermaye artırımı yapılmış ise edinilmiş mallardan karşılanıp-karşı-
lanmadığı usulüne uygun olarak araştırılmamış,şirket bilançosunun kâr dağıtımı-
na esas olan aktif varlıkları belirlenmemiş, gerektiği takdirde konusunda uzman
bilirkişi kurulundan denetime açık rapor alınarak mal rejiminin tasfiyesine esas
alacak gereği gibi belirlenmemiştir.” şeklinde, 14.01.2015 tarihli, 2013/23659 Esas,
2015/587 Karar sayılı kararında, “... şirketin 01.01.2002 tarihinden sonraki döne-
me ilişkin şirketin her yıla ait bilançolar getirtilerek şirketin aktif mal varlığı olup-
olmadığı, 2002 yılından sonra şirket
sermayesinde ve aktifinde artma, kârların
sermayeye ilavesi, kâr dağıtımı yapılıp-yapılmadığı, şirketin mal rejiminin tas-
fiyesine ilişkin dönemdeki borçları olup-olmadığı araştırılarak şirketin aktif mal
varlığının belirlenmesi, bilançodan hangi ortağa ait olduğu belirlemeyen 212.180
TL’nin kaynağı ve nereye gittiği üzerinde önemle durulması, ziynet eşyaları bakı-
mından davacının katkı payı alacağı, 2002 yılından sonraki şirket geliri üzerinden
de katılma alacağının tespit edilmeye çalışılması, gerektiği takdirde konusunda
uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınması, ondan sonra elde edilecek so-
nuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve inceleme sonunda
yazılı şekilde karar verilmesi doğru ve isabetli görülmemiştir. “ şeklinde değer-
lendirmede bulunmuştur
(https://emsal.yargitay.gov.tr, 26.06.2017; Karamercan,
s.768-771). Benzer yönde bkz. T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 23.06.2015 tarihli
2015/3085 Esas, 2015/13817 Karar sayılı kararı (Karamercan, s. 777 vd.; https://
emsal.yargitay.gov.tr/, 26.06.2017); T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 29.03.2016
tarihli 2015/16136 Esas, 2016/5743 Karar sayılı kararı
(https://emsal.yargitay.
gov.tr/,26.06.2017).
69
T.C Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30.03.2001 tarihli,: 2000/11053 Esas 2001/2622
Karar sayılı kararında, “... davacı, dava dilekçesinde davalı şirketin kâr payının
dağıtılması kararının alınmasından sonra Anasözleşmenin 66/4. maddesine göre
dağıtılmamasına karar verilen bakiye kâr payının sermaye artırımına gidilerek
kullanılacağını ve bu miktar karşılığı payın şirket ortaklarına bedelsiz hisse senedi
olarak dağıtılacağını tespit ettiklerini ileri sürerek, bu kararın fiil kâr dağıtımı ola-
cağını ve bu şekilde kurucu intifa senedi sahiplerinin kâr payının ortadan kaldı-
rılacağını ileri sürerek kâr payı alacağının tahsilini istemiştir. Oysa gerek bilirkişi
raporunda belirlendiği, gerekse mahkeme kararında kabul edildiği üzere dava
tarihinde henüz bu konuda alınmış bir karar yoktur. Diğer bir deyişle, davacı id-