

441
TBB Dergisi 2017 (133)
Ali Ergin ÇELEBİ
2. Dış Kaynaklardan Sermaye Artırımı
Bir şirket, dış kaynaklardan, yeni paylar çıkararak veya mevcut
payların itibari değerlerini yükselterek sermaye artırımı yapabilmek-
tedir.
70
Edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında, dış kaynaklardan
sermaye artırımına giden bir şirketteki ortaklık payına bağlı olarak
elde edilen yeni payların hangi mal grubuna ait olacağı gündeme ge-
lebilecektir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, sermaye artırımı kararıyla
ortaya çıkan rüçhan hakkının eski payın semeresi olarak nitelendiri-
lemeyeceği kabul edildiğinden,
71
kişisel mal grubuna ait olan paylar
açısından edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında TMK m. 219
f. 2 b. 4 gereğince edinilmiş bir malın varlığından bahsedilemeyecek-
tir. Yeni paylar rüçhan hakkına kaynaklık eden payın genişlemesi bir
uzantısı olup onun bir parçasıdır.
72
Burada rüçhan hakkına kaynaklık
eden payların niteliğine bakmaksızın
73
şirkete sermayenin hangi mal
grubundan sağlandığı tespit edilerek bir değerlendirme yapılması ge-
rekir.
74
Yani sermaye kişisel mallardan karşılanıyorsa kişisel maldan
diasına göre gizli kâr dağıtımı olan karar dava tarihinde henüz alınmış değildir.
Bu nedenle zamansız açılmış bulunan davanın reddine karar verilmiş olması bu
yönden doğru görülmekle ve sırf bu gerekçe ile sınırlı olmak üzere onanmasına
karar ermek gerekmiştir.” şeklinde yapılan değerlendirme, İstanbul Asliye Birinci
Ticaret Mahkemesi’nin 28.6.2000 tarihli, 1998/1682 Esas, 2000/675 Karar sayılı ka-
rarında davacının davasını, “Mahkemece, sunulan kanıtlara, davalının anasözleş-
mesi, kayıt ve defterleri ile bilirkişiler kurulu raporuna dayanılarak, TTK.nın 467.
ve Anasözleşme’nin 66/4. maddeleri uyarınca kârın yedek akçeye eklenmesinin
mümkün olduğu, yedek akçede biriken bu bedellerin sermayeye eklenerek or-
taklara hisse senedi olarak verilmesinin kâr payı dağıtılması anlamına gelmediği,
çünkü bu durumda pay sahiplerinin ellerindeki hisse adedi değişmekle birlikte,
hisselerin toplam değerinde değişiklik olmayacağı, genel kurulca 1997 yılı için kâr
payı dağıtımı konusunda alınmış bir karar bulunmadığı, bedelsiz hisse senetleri-
nin kâr payı olarak dağıtıldığı varsayılsa bile, dava tarihi itibari ile davacının talep
edebileceği bir kurucu payının da mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiştir.” gerekçesiyle reddetmesi üzerine kararın davacı tarafından tem-
yiz edilmesi üzerine yapılmıştır
(www.sinerjimevzuat.com.tr, 28.11.2015).
70
Yıldız, s. 224; Moroğlu, s. 42 vd.; Karamercan, s. 729.
71
Yıldız, s. 137, 168; Acar, s. 220; Moroğlu, s. 144 vd.; Karamercan, s. 732. Sarı da,
rüçhan hakkının kullanılması sonucunda yeni payların edinilmesinde, mevcut
malvarlığı nedeniyle bir karşılıksız kazanmadan ve bir gelirden bahsedilemeyeği-
ni ileri sürmektedir (Sarı, s. 160-161 dn. 151).
72
Acar, s. 220; Moroğlu, s. 157 vd.
73
Acar, s. 221.
74
Sarı, s. 161; Acar, s. 221. Krş. Kırca/Kırca, s. 551.