Previous Page  84 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 84 / 685 Next Page
Page Background

83

TBB Dergisi 2017 (133)

Ahmet TAŞIR

Esasen, kurulduğundan bugüne her zaman, bir yüksek denetim

kurumu olarak Sayıştay’ın asli görevi, yasama organı olan parlamento

adına yürütme erkini (foksiyonunu) denetlemek ve denetim yetkisi-

ni kullanma noktasında parlamentoya yardımcı olmaktır. Sayıştay’ın

bu asıl görevi ve işlevi bağlamında, parlamentoya bağlı olduğunda ve

idari bir görevi ifa ettiği konusunda herhangi bir tereddüt bulunma-

maktadır. Zira Türkiye’nin idari örgütlenmesinde, merkezi idarenin

Başkent teşkilatına yardımcı kuruluşlar arasında Sayıştay da bulun-

maktadır.

2

Sayıştay’ın, anayasal yeri ve konumunun belirlenmesinde,

gerek akademik gerekse kazai (yargısal) çevrelerde tartışmalara se-

bebiyet veren husus, “Sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hük-

me bağlamak.” şeklinde karşımıza çıkan ve ifade edilen görevinden

kaynaklanmaktadır. Osmanlı Türkiyesi döneminden günümüze kadar

devam eden Cumhuriyet Türkiyesi dönemine kadar Sayıştay, parla-

mentoya yardımcı organ olma görevinin yanı sıra daima yargısal de-

netim yapan bir kurum biçiminde örgütlenmiştir.

3

Yani Sayıştay, her

dönemde bir vesileyle, aynen 1982 Anayasası ile kendisine tanınan he-

sap ve işlemleri yargılama yetkisini haiz bir kurum olagelmiştir. Buna

bağlı olarak, her anayasanın yürürlük döneminde, hukuk camiasında,

hesap ve işlemleri kesin olarak hükme bağlayan Sayıştay’ın niteliği

tartışılmış, bir çözüme kavuşturulmaya çalışılmıştır.

Sayıştay’ın “Sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağ-

lamak.” görevi bağlamında ve bu perspektif ile meseleye bakıldığında,

karşımıza cevap aranması gereken iki temel soru çıkmaktadır:

1) Sayıştay, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağla-

ma faaliyeti yerine getirmesi bakımından bir yargı organı yani mahke-

me midir?

2) Şayet, Sayıştay bir mahkeme ise o halde Yüksek Mahkeme mi-

dir?

Çok sayıda faktör nedeniyle bu sorulara, nihai bir cevap bulmak

ve vermek ne denli zor olsa da hukukçu akademisyen olarak görev ve

sorumluluğumuz, bu ve benzeri sorulara tatmin edici cevap aramak-

tan ve denemekten vazgeçmemektir.

2

Kemal Gözler, Gürsel Kaplan,

İdare Hukuku’ na Giriş, Ekin Yayınevi, 18. Baskı, s. 70.

3

Abdullah Uz, “Hesapları Kesin Hükme Bağlamakla Görevli Sayıştay’ın Yargısal

Kimliği”, Bilgen, s.39