Previous Page  112 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 112 / 705 Next Page
Page Background

111

TBB Dergisi 2018 (134)

Abdulbaki GİYİK

tır. Hükümde iki açıdan sınırlama bulunmaktadır. Buna göre; TCK m.

184/2 hükmünden söz edilebilmesi için bağlantı yapılacak yerin

şan-

tiye;

bağlanan şeyin ise

su, elektrik

veya

telefon

olması gerekmektedir.

TCK m. 184/3 hükmünden söz edilebilmesi için ise, kullanma izni

alınmayan yapıda sınai faaliyet icrasına müsaade edilmesi gerekmek-

tedir. Bu hükümde de, müsaade edilecek faaliyet bakımından sınırla-

ma getirilmiş, sınai faaliyet dışındaki bir faaliyete izin verilmesi halin-

de suçun oluşmayacağı kabul edilmiştir.

TCK m. 184/1-2 hükümleri, sadece belediye sınırları ve özel imar

rejimine tabi yerler bakımından uygulama alanına sahiptir. Bu neden-

le, belediye sınırları dışında yer alan köyler ile mücavir alanlarda bu

hükümlerin uygulanamayacağı kabul edilmektedir.

6360 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile 5216 sayılı Büyükşehir Bele-

diyeleri Kanunu m. 5 hükmünde değişiklik yapılarak, büyükşehir be-

lediyelerinin sınırları

il mülki sınırı

olarak değiştirilmiş ve yine aynı

Kanun’un 1. maddesinin 3. fıkrasıyla, büyükşehir belediyesi sınırları

içerisinde yer alan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bu köyler ma-

halleye dönüştürülmüştür. Yani, 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe gir-

diği tarih itibariyle, büyükşehir sınırları içerisinde hukuki anlamda

köy bulunmamaktadır. Dolayısıyla, eskiden köy olarak nitelendirilen

bu yerlerde inşa edilecek yeni binalar bakımından da TCK m. 184/1-2

hükmü uygulama alanı bulacaktır. Ancak belirtilen bu sonuç, 6360 sa-

yılı Kanun yürürlüğe girmeden önce, belediye sınırları

dışında

yer alan

ve köy olarak nitelendirilen yerlerde tamamlanan yapılar için geçerli

değildir. Yine, 6360 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce yapımına

başlanan ve tamamlanan yapılarla ilgili olarak

kanunilik

ilkesi gereği

TCK m. 184/1-2 hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır.

TCK m. 184/5’e göre, “

Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak

yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hâle getir-

mesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz,

açılmış ola kamu davası düşer, mahkûm olunan ceza bütün sonuçlarıyla or-

tadan kalkar

”. Söz konusu düzenleme doktrinde etkin pişmanlık ola-

rak nitelendirilmektedir. Ancak, TCK m. 184/5 hükmü ile TCK’da yer

verilen diğer etkin pişmanlık halleri arasında önemli bir farklılık bu-

lunmaktadır. Şöyle ki; TCK m. 184/5 hükmünde, binanın imar planı-

na ve ruhsata uygun hâle getirilmesi durumunda, daha önceden bir