Previous Page  117 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 117 / 705 Next Page
Page Background

116

Kurgudan Gerçekliğe Uzanan Bir Tartışma Alanı: Susma Hakkının İdare Hukukunda ...

future agenda of the right to silence issues are concerned. Especially

taking physical evidence in addition to statements into the scope

of the right not to incriminate oneself in the Constitution and the

ECHR application of the tests on the right to silence to the conflicts

arising in terms of the administration’s inspection and surveillance

activities, thereby improve the administrative law dimension of the

right to silence. On the other hand, while considering the qualificati-

on of the duties and powers of administration together with the ba-

sic principles of the administrative jurisdiction procedure, it is clear

that to evaluate the right to silence with a limited basis in terms of

administrative law is needed.

Keywords:

Right to Silence, Right not to Incriminate Oneself,

Administrative Jurisdiction, Fair Trail, Procedure of Administrative

Justice Act, the European Court of Human Rights

I. Susma Hakkının İçeriği ve Hukuksal Görünümüne İlişkin

Genel Tespitler

Evrensel ve geleneksel ceza yargılaması kavramlarından biri olan

ve kişinin kendisini suçlamaması hakkı olarak ifade edebileceğimiz

susma hakkı, insan hakları mücadeleleriyle paralel bir gelişim göster-

miştir.

1

“Nemo tenetur se ipsum accusare”

yani kişinin kendi kendini suç-

lamaya zorlanamaması ilkesiyle

2

doğrudan bağlantılı olan susma hak-

kı, kişinin susmasının ikrar sayılamayacağını ve kendisi aleyhine delil

olarak kullanılamayacağını ifade etmektedir. Böylece özellikle bir ceza

davasında iddia makamının, kişinin iradesi dışında bir tehdit veya

zorlama ile elde edilen delillere başvurmadan, sanığa karşı iddiasını

kanıtlaması gerektiği kabul edilmektedir. İnsan onurunun korunması

ile insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağıyla da bağlantılı olan

susma hakkı, ceza hukuku bağlamında doğmuş, özellikle ceza huku-

1

Common law çıkışlı olan ve dayanağı Magna Carta Libertatum’a dayandırılan

susma hakkı, 16. yüzyıldan itibaren İngiliz Hukukunda, 18. yüzyıldan itibaren

Kıta Avrupası sistemlerinde yer bulmaya başlamıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Rez-

zan İtişgen, Kişinin Kendini Suçlamaya Zorlanamaması İlkesi (Nemo Tenetur İl-

kesi) ve Susma Hakkı, On İki Levha, İstanbul 2013; Serhat Sinan Kocaoğlu, “Sus-

ma Hakkı”,

Ankara Barosu Dergisi

, Y. 69, S. 2011/1, s.32 vd.

2

İtişgen, kişinin kendini suçlamaya zorlanamaması ilkesinin (Nemo Tenetur il-

kesi), bir kişinin kendi suçsuzluğunu ispat yükü altında olmaması, suçun ispatı

hususunda yargılama makamlarına yardım etmeye zorlanamaması ve yargıla-

madaki pasif tutumunun kendi aleyhine yorumlanamaması anlamına geldiğini

belirtmektedir, İtişgen, a.g.e., s.3.