Previous Page  148 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 148 / 705 Next Page
Page Background

147

TBB Dergisi 2018 (134)

Mutlu KAĞITCIOĞLU

Kanaatimizce sonuçları bireysel olan davalarda da, davacının sonra-

dan dosyaya sunduğu belgeler üzerinde tarafların tartışabilmesi ve

silâhların eşitliği ilkesinin bu yönüyle sağlanması İYUK kapsamında

mümkün olmalıdır.

76

Sonuç

1982 Anayasa’sının 38. maddesinin 5. fıkrasında kaynağını bulan

susma hakkını, sadece ceza yargılaması değil diğer yargılama usulle-

rinde uygulanabilecek şekilde ele almak gerekmektedir. Anayasa’nın

“hiç kimse”

hitabıyla cümleye başladığı 38. maddesinin 5. fıkrasını, sa-

dece sanık veya şüpheli ile sınırlı okumak ve ceza yargılamasına öz-

gülemek yerinde olmayacaktır. Nitekim Anayasa’nın

“Suç ve cezalara

ilişkin esaslar”

başlıklı 38. maddesiyle bağlantılı kurallar zaten, disiplin

yaptırımları ve diğer idarî yaptırımlar bakımından idare hukuku açı-

sından uygulanmakta, AYM tarafından da bu şekilde ele alınmaktadır.

Diğer taraftan âdil yargılanma hakkının düzenlendiği, haklar bloku

niteliğindeki İHAS 6. maddede bireye sağlanan usulî güvencelerin,

İHAM tarafından, idarenin faaliyetlerinden kaynaklı uyuşmazlıklar-

da ele alındığı görülmektedir. Bu kapsamda susma hakkının da açıkça

yazılmasa dâhi İHAS ile bütünleştiği İHAM tarafından kabul edilmek-

tedir.

İdareye yüklenen yetki ve görevlerin gereği gibi yürütülmesinin

bir sonucu olarak, idarenin kişiden bilgi almaya yönelik birtakım yet-

kilerini kullanması kaçınılmazdır. Ancak aksi yöndeki bir iddia, yani

idare hukukunda susma hakkının hiçbir şekilde uygulanamayacağı

tezi de mutlak bir doğru olmayacaktır. Susma hakkı İHAM içtihadın-

dan da görüleceği üzere, sadece ceza soruşturması ve kovuşturması

aşamasında geçerli olmayıp, idarî yargılama öncesinde ve idarî yargı-

lama sırasında kendine özgü bir uygulama alanı bulmaktadır. Çalış-

mamızda yer verdiğimiz üzere İHAM da susma hakkının kullanımı

bakımından oluşturduğu testleri, somut olaya uygulayarak bir karar

oluşturma yoluna gitmektedir. Funke, J.B., Jalloh, Allen, O’Halloran

76

Bu durumun, iptal davaları yanında, idarî işlemden veya idarî eylemden kaynaklı

tam yargı davalarında da mümkün olacağını düşünüyoruz.