Previous Page  146 / 705 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 146 / 705 Next Page
Page Background

145

TBB Dergisi 2018 (134)

Mutlu KAĞITCIOĞLU

rarlarda, vergi incelemesinde sunulmayan defter ve belgelerin veril-

memesini; idarenin inceleme ve araştırma yapmasını önlemesi olarak

değerlendirmiş, sonradan sunulan defter ve belgelerin kanıt değerini

yitirdiğine işaret etmiş ve bunların sonradan mahkemeye ibrazı ile yar-

gı yerince yapılacak veya bilirkişiye yaptırılacak inceleme ve araştır-

mayı, re’sen araştırma yetkisi kapsamında görmemiştir. Kanaatimizce

Danıştay’ın bozma kararları bu gerekçeler yönüyle âdil yargılanma

ilkeleriyle uyumsuzdur. Susma hakkından yargılama aşamasında (ka-

nun yolları da dâhil) vazgeçen mükellefin dosyaya ibraz ettiği bilgi

ve belgelerin mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.

72

Bu de-

ğerlendirmede yerindelik tartışması söz konusu olabilecekse de, iptal

davasının mahiyeti düşünüldüğünde, sunulan bilgi ve belgeler hak-

kında davanın diğer tarafı olan idarenin görüşü ve tespitleri de alına-

rak, gerekirse mahkemenin yapacağı inceleme veya yaptırılan bilirkişi

incelemesi ile bir kararın verilmesi uygun olacaktır.

73

de şu gerekçeler ifade edilmiştir; “Defter kayıtlarının sonradan tamamlanması,

vergi idaresine ibraz süresi içinde de sağlanabileceği göz önüne alındığında, bu

yöndeki bir kuşkunun davanın çözümüne etkili olmayacağı açıktır. Yaptığı ver-

gilendirmeye karşı açılan davanın tarafı olan vergi idaresinin, ancak yargılama

sırasında ulaşabildiği defter ve belgeler hakkında gerek biçimsel yönden, gerekse

belgelerin temsil ettiği hukuki muamelelerin gerçekliği konusundaki saptamaları,

kendisine Vergi Usul Kanununun tanıdığı yetki ve tekniklere göre yapacağında

kuşku yoktur. Vergi mahkemesi tarafından, yukarıdaki saptamalardan sonra du-

rum gerektirdiği takdirde diğer kanıtların, 2577 sayılı Yasanın 31’inci maddesinin

1’inci fıkrası uyarınca elde edilmesi olanaklıdır. Belirtilen hukuksal nedenlerle,

davacının vergilendirme dönemine ilişkin yasal defterleri ve belgelerinin dosyaya

sunulması üzerine bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan ver-

gi idaresinin görüşü ve saptamaları alınmaksızın Mahkemece yaptırılan bilirkişi

incelemesi sonucu düzenlenen rapora göre karar verilmesinde yasaya uygunluk

görülmemiştir.”

72

Candan ise Danıştay’ın söz konusu yeni içtihadının, bir yargılama usulü kuralı

olan, “silâhların eşitliği ilkesinin” de gereği olduğunu belirtmektedir. Müellife

göre, “Uygulamada, vergi denetiminden kaçınmak isteyen kimi vergi mükellefle-

rinin, usulüne göre kendilerinden istenilmiş olmasına karşın, defter ve belgelerini

inceleme elemanına değil de, dava açtıklarında, getirip, vergi incelemesi yapma

yetkisi olmayan, vergi mahkemesine ibraz etmelerine; vergi mahkemesinin de,

tayin ettiği bilirkişinin biçimsel incelemesine dayanarak, dava hakkında karar

vermesine, sıkça, rastlanmaktadır. Bu tür uygulamanın, denetim ve yargılama

sisteminin ters işlemesine; gerçek mahiyetin, bilirkişinin yapmış olduğu biçim-

sel incelemeye feda edilmesine yol açtığı, izahtan varestedir.”, Turgut Candan,

Vergi Yargısında İspat,

http://turgutcandan.com/2012/11/08/vergi-yargisinda-

ispat/ (26.03.2016).

73

Danıştay, inceleme elemanına ibraz edilmeyen; dava sırasında mahkemeye getiri-

lip verilen defter ve belgelerin, davalı vergi idarenin incelenmesine olanak tanın-