

315
TBB Dergisi 2018 (134)
Melis TAŞPOLAT TUĞSAVUL
hinden sonra verilen ilk derece mahkemelerinin kesin olmayan nihaî
kararlarına karşı ilk önce istinaf yoluna başvurulabilecek, doğrudan
doğruya temyiz yoluna başvurulamayacaktır.
4
Buna göre istinaf mahkemeleri hem denetim hem de hüküm
mahkemeleri olarak faaliyet gösterecektir. İstinaf incelemesi sonunda
gerektiğinde ilk derece mahkemesinin kararını kaldıran istinaf mah-
kemesi temyiz incelemesini yapan Yargıtay’dan farklı olarak kararı
bozmak yerine yeniden tahkikat yaparak ve hukuka aykırı gördüğü
hususları gidererek yeni bir karar verebilecektir. İstinaf kanun yolunu
kuk Fakültesi Dergisi
, 65(4) 2016, s. 3617 vd. Mine Akkan, Pekcanıtez Usûl Medenî
Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017, s. 215-216; Nevhis Deren-Yıldırım, “İstinafın
Olası Sorunları”,
Hukuk ve Adalet Eleştirel Hukuk Dergisi
, C:8, S:20, Yıl:2016, s. 443-
444. Bununla birlikte 05.08.2017 tarih ve 30145 sayılı Resmi Gazete’de yayımla-
nan 03.08. 2017 tarih ve 703 no’lu Hâkimler ve Savcılar Genel Kurulu Kararı ile
yedi mahalde faaliyet gösteren istinaf mahkemelerine yıllık gelen iş miktarı ve
bu mahkemelerin derdest dosya sayıları dikkate alınarak Adana ve Bursa istinaf
mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi için yargı çevrelerinin değiştirilerek yeni-
den belirlenmesi gerektiğine karar verilmiştir. O hâlde söz konusu karar ile istinaf
mahkemelerinin sayısının yediden dokuza çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
4
Yargıtay’ın bozma kararından sonra ilk derece mahkemesi kararına karşı doğ-
rudan doğruya temyiz yoluna başvurulabileceğine ilişkin iki istisna HMK md.
373/4 ilâ HMK md. 373/5 düzenlemeleridir. Buna göre istinaf mahkemesi ta-
rafından verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı Yargıtay tarafından
bozulursa bu bozma üzerine dosya ilk derece mahkemesine gönderilecektir.
İlk derece mahkemesi bozma kararı üzerine yapacağı ilk duruşmada bozmaya
uyma kararı vererek yeni bir inceleme yapıp bir karar verirse taraflar ilk derece
mahkemesinin bu yeni kararına karşı temyiz süresi içerisinde doğrudan doğruya
temyiz yoluna başvurabileceklerdir (HMK md.373/4). Yine ilk derece mahkemesi
Yargıtay’ın bozma kararı üzerine yapacağı duruşmada direnme kararı verirse, ilk
derece mahkemesinin bu direnme kararı da doğrudan doğruya temyiz edilebi-
lecektir (HMK md.373/V). Bkz. Kuru, s. 668,731-732. O hâlde Türk Hukukunda
kural olarak “sıçrama yolu ile temyiz” (Sprungrevision) usûlünün kabul edilme-
diğini belirtmek gerekir. Buna karşılık Alman Hukukunda sıçrama yolu ile temyiz
usûlü istinaf yolu caiz olmayan ve dava konusunun değerinin 600 Euro’yu geçen
uyuşmazlıklarda karşı tarafın yazılı onayı ve aynı zamanda Temyiz Mahkemesi-
nin onayı hâlinde kabul edilmiştir (Alman Usûl Kanunu md. 566). Ancak sıçrama
yolu ile temyiz usûl hukukuna ilişkin yargılama hatalarında mümkün olmamakla
birlikte temyiz yolunun geçerlilik şartlarına tâbi tutulmuş, temyize ilişkin sebep-
lerin dilekçede yer alması zorunluluğu öngörülmüştür. Gerekçeli ilk derece mah-
keme kararının tebliğinden itibaren bir aylık başvuru süresi mevcuttur. Sıçrama
yolu ile temyize ilişkin başvuru ilk derece mahkeme kararının kesinleşmesini ön-
ler. Başvuru dilekçesi ve aynı zamanda karşı tarafın bu başvuruya onay beyanı
istinaf yoluna başvurmaktan feragat olarak değerlendirilir. Bkz. Leo Rosenberg/
Karl Heinz Schwab/Peter Gottwald, Zivilprozessrecht, München 2010, s. 824-825;
Hans JoachimMusielak, Grundkurs ZPO, München 2012, s. 356-357; Adolf Baum-
bach/Wolfgang Lauterbach/Jan Albers/Peter Hartmann, Zivilprozessordnung,
München 2010, s. 1701-1702.