

218
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası
Evli kişilerin aval vermesi halinde eş rızası gerekip gerekmeyeceği
doktrinde tartışmalıdır.
93
Hâkim görüşe göre TBK m. 603 hükmü ge-
niş yorumlanmalı; aval verilmesi kişisel güvence verilmesi anlamında
olduğundan geçerliliği için diğer eşin rızası aranmalıdır. Böylece aval
verilmesi yoluyla kefalete ilişkin ehliyet sınırlaması hükümlerinin do-
lanılmasının önüne geçilmiş olur.
94
Azınlıktaki diğer görüşe göre ise
TBK m. 603 hükmü istisnai hüküm olduğundan dar yorumlanmalı,
aval vermede diğer eşin rızası aranmamalıdır.
95
Eşin rızasının aranma-
ması gerektiğini savunan diğer bir görüşe göre ise kanunlarda şekil ve
uygulanacak hükümler bakımından açıkça düzenlenmiş olan, gerçek
kişilerin asli borçlu olarak şahsi teminat sağlamak amacıyla borç altına
girdikleri sözleşmelerde TBK m. 603 hükmü uygulanmayacağından
aval vermede diğer eşin rızası aranmamalıdır.
96
Yargıtay, yakın tarihli
bir kararında
97
“
Aval ile kefaleti birbirinden ayırmak gereklidir. Kefalet, fer’i
nitelikte olmasına karşın, aval, bağımsız ve aslî bir nitelik taşır. Aval veren,
lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan
başka geçersizlik sebeplerini, def’i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süre-
mez. Oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel def’ilerden yararlanabilir. Kefaletin,
mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde, aval
şerhinin, mutlaka poliçe, bono, çek veya alonj üzerine yazılması gerekir.
Bono
üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren,
çekin diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK.702. madde-
si). TTK.nun 778/1-d. maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanan
aynı Kanunun 724. maddesi hükmü gereğince, kambiyo senetlerinde mütesel-
93
Aval verme ehliyeti hakkında genel bilgi için bkz. Ertan Demirkapı, “Gerçek Kişi-
lerin Aval Verme Ehliyeti”, Bilgi Toplumunda Hukuk Ünal Tekinalp’e Armağan
Cilt I, Beta Yayınevi, İstanbul 2003, s. 753 vd.
94
Aynı yönde Yavuz, s. 801; Gümüş, s. 342, dn. 1819; Kırca’ya göre TBK m. 603
hükmünün lafzından garanti, borca katılma, himaye beyanı, kredi emri ile aval
verilmesi hallerinde eşin rızası gerekliliği anlaşılmaktadır. Kırca, s. 437-438.
95
Bucher, s. 293; Oğuz, s. 75-76. İsviçre Federal Mahkemesi’nin 03.03.1953 tarihli
kararına (BGE 79 II 79) göre, aval verilmesi yoluyla kefalete ilişkin ehliyet sınırla-
ması hükümlerinin dolanılması söz konusu olamaz. Mahkemeye göre avalin ge-
çerliliğinin diğer eşin rızasına bağlanması, Borçlar Hukukuna hâkim olan sözleş-
me serbestisi ilkesinin bir çeşidi olan şekil serbestisi ilkesinin ortadan kaldırılması
anlamına gelir.
http://www.servat.unibe.ch/dfr/pdf/c2079079.pdf(Erişim tarihi: 09.03.2017).
96
Reisoğlu, s. 323.
97
Yargıtay 12. HD., 2015/25240 E., 2016/2668 K., 28.01.2016 T.
https://emsal.yargitay.gov.tr/BilgiBankasiIstemciWeb/yeniTasarim/index.jsp(Erişim tarihi: 09.03.2017).