

216
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası
rızası aranmalıdır.
82
Diğer görüşe göre ise TBK m. 583/II’de sadece şe-
kil kurallarından bahsedilmiştir. Eşin rızası kefalet yapma ehliyetine
ilişkin olduğu için kefalet için yetki verilmesinde ve kefalet vaadinde
eşin rızası aranmamalıdır.
83
Bizim de katıldığımız görüşe göre kefalet
için yetki verilmesi ile kefalet vaadini ayrı ayrı incelemek gerekir. Ke-
falet için temsil yetkisi verilmesi kişiyi borç altına sokan bir işlem ol-
madığından temsil yetkisinin verildiği sırada değil, temsilci bu yetkiye
dayanarak kefalet sözleşmesi kurduğu sırada eşin rızası aranmalıdır.
Ancak kefalet vaadi ister alacaklıyla ister borçluyla yapılsın, vaat eden
açısından borçlandırıcı nitelikte olduğundan geçerliliği için diğer eşin
rızası aranmalıdır.
84
V. EŞIN RIZASI GEREKLILIĞININ İSTISNASI
Kanun koyucu, 11 Nisan 2013 tarihli 28615 sayılı Resmi Gazete’de
yayınlanan 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde degisiklik Yapılmasına Dair Kanun’un
77. maddesiyle TBK’nın 584. maddesine bir fıkra ekleyerek diğer eşin
rızasını gerektiren kefalet hallerinin istisnalarını saymıştır. Söz konusu
fıkraya göre “Ticaret siciline kayıtlı ticari isletmenin sahibi veya ticaret
sirketinin ortak ya da yoneticisi tarafından isletme veya sirketle ilgili
olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve
sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek
kefaletler, 27.12.2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar
Tarafından Yurutulen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Ka-
nun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım
kredi, tarım satıs ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri
ile kamu kurum ve kuruluslarınca kooperatif ortaklarına kullandırıla-
cak kredilerde verilecek kefaletler icin esin rızası aranmaz.”
Getirilen bu istisnanın sebebi, sayılan kişilerin ticaret hayatı konu-
sunda yeterince tecrübeye sahip olmalarından dolayı aileyi ekonomik
olarak yıkıma uğratacak şekilde düşüncesizce kefil olmayacaklarının
kabul edilmesidir.
85
Ancak kanaatimize göre bu istisna bazı belirsizlik-
82
Özen, s. 176; Gümüş, s. 348; Reisoğlu, s. 91-92.
83
Baş, s. 121.
84
Aynı yönde Badur, s. 284-285; Kırca, s. 440-441; Baş, s. 121; Yavuz, N., s. 3003; Ya-
vuz, s. 794.
85
Kırca, s. 450.